Barışı ve Özgürlüğü Savunmak İçin 1 Eylül’de Alanlarda Olalım

Barışı ve Özgürlüğü Savunmak İçin 1 Eylül’de Alanlarda Olalım

Halklar savaşın, acının ve vahşetin ortasında varolmaya çalışıyor!
Barışı ve özgürlüğü savunmak için 1 Eylül’de alanlarda olalım.

Dünya halkları 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında süren savaş, iç savaş ve çatışmaların yol açtığı yıkım, acı ve gözyaşları eşliğinde karşılıyor. Milyonlarca insan süren bu savaş ve çatışmalarda hayatını kaybederken milyonlarcası da evlerinden, yurtlarından olup mülteci durumuna düştü.

İsrail’in binlerce Filistinlinin canına malolan Gazze katliamı 50 gün sürdü ve belirsizliklerle dolu olsa da ateşkes henüz sağlandı. IŞİD çeteleri Suriye ve Irak’ta Şii, Ezidi, Kürt, Nusayri, Türkmen, Arap, aynı mezhepten olmalarına rağmen kendilerine boyun eğmeyen Sunniler; kısaca her inançtan ve kimlikten halkları vahşice katletmeyi sürdürüyor. Libya’da mezhepler ve aşiretler arası çatışmalar giderek şiddetleniyor. Ukrayna ise enerji kaynakları ve stratejik konumuyla bölge egemenlerinin diğer bir iktidar savaşı alanı olmaya devam ediyor.

Süren bu savaşların, katliamların ve çatışmaların sorumlusu halklar değildir. ABD, AB başta olmak üzere emperyalist mihraklar ve işbirlikçi bölge gericilikleri bugün yaşananlardan birinci derece sorumludur. IŞİD çetelerini var eden güçlerin ABD, İngiltere ve İsrail istihbaratları olduğu, ayrıca her türlü desteği Türkiye’den, AKP hükümetinden gördüğü ayan beyan ortadadır. İsrail’in perva tanımaz saldırganlığının ardındaki asıl gücün kim olduğu öteden beri herkesçe malumdur.

Öte yandan bunca zulmün içerisinde Ortadoğu başta olmak üzere halklar kendi geleceklerini aramaya devam etmektedir. Rojava’da Kürt halkı diğer halklarla birlikte eşit temelde kardeşçe bir yaşamı inşa ederek halklara bu yolda örnek teşkil ediyor. Bilinmelidir ki, Rojava AKP hükümeti başta olmak üzere bölge gericiliklerinin hışmına bu yüzden uğramaktadır. Kürt sorununun barışçıl çözümü için başlayan süreçte AKP hükümeti gerekli adımları zamanında atmayarak süreci riske eden bir politikayı ısrarla sürdürüyor. Bu tutum kabul edilemezdir.

1 Eylül Dünya Barış Günü öncesi bu tablo emek, barış ve demokrasi güçlerine daha fazla görev yüklemektedir. Şimdi, zulme, ırkçılığa ve mezhepçiliğe karşı Ortadoğu halkları ile dayanışmayı büyütme zamanıdır. Şimdi ırkçı saldırılarla linç edilmeye çalışılan Suriye’li, göçmenler başta olmak üzere göçün olumsuz sonuçlarını yaşayan Ezidi, Arap, Türkmenlerle kardeşliğimizi pekiştirme zamanıdır. Şimdi Rojava’da kendi kaderini belirlemek için adım atan halkların iradesini tanıma ve savunma zamanıdır.

Emperyalist güçler ve bölge gericilikleri Ortadoğu’dan elini çekmelidir. Halklar, “Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı” ilkesi temelinde kendi geleceklerini kendileri belirlemelidir.

İşçi sınıfımız başta olmak üzere tüm emek, barış, demokrasi ve ilerici güçleri 1 Eylül’de barışı, özgürlüğü, savunmak için alanlarda olmaya çağırıyorum.

SELMA GÜRKAN
GENEL BAŞKAN

Paylaş: