“Barış, ancak halkların örgütlü mücadelesiyle gelir”

“Barış, ancak halkların örgütlü mücadelesiyle gelir”

“Barış, ancak halkların örgütlü mücadelesiyle gelir”

Emek Partisi (EMEP) Dersim İl Örgütünün düzenlediği “Ortadoğu ve Barış Konferansı”nda, bölgedeki jeopolitik gelişmeler, güç dengelerindeki değişimler ve Kürt meselesi tartışıldı.

Emek Partisi (EMEP) Dersim İl Örgütü “Ortadoğu ve barış konferansı” düzenledi. Hüseyin Güntaş Kütüphanesinde yapılan konferansın il oturumu Güç ilişkilerinde ki değişikler ve Ortadoğu’da ki gelişmeler başlığı altında gerçekleşti.

Konferansın açılış konuşmasını yapan EMEP İl Başkanı Ergin Tekin, Ortadoğu’nun yeraltı kaynakları nedeniyle küresel ticaret savaşlarının merkezinde olduğunu belirtti. Tekin, bölgenin yeniden dizayn edilme sürecinde İsrail’in ve “yeni Osmanlıcılık” hayali taşıyan Erdoğan iktidarının rolüne dikkat çekti. Çözüm sürecinin toplumun geniş katılımıyla inşa edilmesinin önemini vurgulayan Tekin, mevcut iktidarın çözüm yerine muhalefete yönelik baskıcı politikalarını eleştirdi.

Moderatörlüğünü Çağla Yolaşan’ın yaptığı birinci oturumda Gazetemiz yazarı Fatih Polat, Kürdistan Hewlêr Üniversitesinden Doç. Dr. Arzu Yılmaz, Munzur Üniversitesinden Doç. Dr. Özkan Gökcan ve Gazeteci, Yazar Fehim Taştekin konuşma yaptı.

“Ben buradayım mücadelesi”

Munzur Üniversitesinden Doç. Dr. Özkan Gökcan, Suriye’deki Kürt meselesinin 2011’de değil, 1920’lerde Fransız mandası dönemine dayandığını anlattı. 1962’deki nüfus sayımı ve Baas rejiminin politikalarıyla Kürtlerin vatandaşlık haklarından mahrum bırakıldığını ve asimilasyon politikalarına maruz kaldığını belirten Gökcan, Suriye’deki Kürtlerin yaşadığı mücadelenin, “bir reddediş karşısında ben buradayım” söyleminin bir yansıması olduğunu ifade etti.

“Yeni düzende meşruiyet kavramı yok oluyor”

Hewler Üniversitesinden Doç. Dr. Arzu Yılmaz ise “Ortadoğu ve Barış” yerine artık “Ortadoğu ve Savaş”tan bahsedilmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, liberal uluslararası sistemin çöktüğü, ittifaklar döneminin bittiği ve “perakendeler dönemi”nin başladığı bir süreçten geçtiğimizi ifade etti. Yılmaz’a göre bu yeni düzende meşruiyet kavramı yok olurken, devletler ticaret devleti haline dönüşüyor. Türkiye’nin Ortadoğu planının dışına itildiğini ancak ideolojik olarak bölgeden kopamadığını belirten Yılmaz, Kürtlerin ise hayatta kalma güdüsüyle hareket ederek bölgesel aktörlerle yeni bir pozisyon almaya çalıştığını dile getirdi.

“Barış, ancak halkların örgütlü mücadelesiyle gelir”
Fotoğraf: Evrensel

“Sosyalizmin ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gördük”

Gazeteci Fatih Polat da Ortadoğu’da barışın ancak halkların örgütlü mücadelesiyle sağlanabileceğini savundu. Polat, yıkılan baskıcı rejimlerin yerine gelen güçlerin özgürlük getirmediğini ve mevcut savaş ortamında savunma sanayi hisselerinin yükseldiğini vurguladı. ABD’nin İran’a yönelik saldırısını dahi, yeni silahları denemek için bir fırsat olarak kullandığını belirten Polat, bu karmaşanın aslında dünyaya sosyalizmin ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti.

“İsrail bütün Ortadoğu’yu hizalamak istiyor”

Konferansa online olarak katılan Gazeteci Fehim Taştekin ise Ortadoğu’da yeni düzen arayışlarının tekrarlandığını ancak İsrail’in eylemlerinin belirleyici olduğunu belirtti. İsrail’in Filistin’deki soykırımı hızlandırdığını, Lübnan ve Suriye’yi tehdit altında tutarak bölgenin bütününde bir hizalanma yaratmaya çalıştığını söyledi. Taştekin, İsrail’in bu “açık gökyüzü” politikasına rağmen, Katar saldırısı gibi olayların ABD müttefiklerinin de güvende olmadığını gösterdiğini ekledi.

Konferansın birinci oturumu konuşmacıların dinleyicilerden gelen soruları yanıtlamasıyla sona erdi.

“Barış, ancak halkların örgütlü mücadelesiyle gelir”
Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı

“Barış cephesinin oluşması gerekiyor”

Bölgedeki gelişmeler Kürt sorunu ve demokrasi güçlerinin tutumu” başlığı ile yapılan 2’nci oturumun moderatörlüğünü Emek Partisi İl Başkanı Ergin Tekin yaptı. Bu oturumda, Emek Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Halil İmrek, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın konuşmacı olarak yer aldı.

İlk olarak konuşan Halil İmrek, Kürtlerin verdiği direniş sonucu masanın tekrar kurulduğunu belirtti. Mecliste kurulan komisyonda somut adımların atılmadığını söyleyen İmrek, Türkiye’deki demokrasi güçlerinin buna karşı güçlü bir basınç oluşturması gerektiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de bir barış cephesinin oluşması gerekiyor. Türkiye’de savaşa, savunmaya gidecek kaynakların en azından emekçilerin kullanması bakımından bir imkan ve bu bakımdan da Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla PKK’nin bir silah bırakma kararı almasını önemli buluyoruz.”

“CHP eleştirilere ve saldırılara rağmen komisyonda kalmaya devam ediyor”

CHP Başkanvekili Gökhan Günaydın, komisyonun işlevini görüp görmediğinin tartışılır olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Komisyondan beklentimiz nedir? Ben umuyor ve diliyorum Türkiye’nin barışına ve demokrasisine ilişkin bazı sonuçlar çıkartabilelim. Bunun için gayret ediyoruz. CHP içeriden ve dışarıdan tüm eleştirilere ve hatta saldırılara rağmen bu nedenle komisyonda kalmaya devam ediyor” dedi.

“Mücadele tarzımızı tekrardan tartışmak zorundayız”

DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek de yeni dünyada hegemonya savaşının yaşandığını ifade ederek “Eski yerleşik bütün ittifaklar, yerleşik bütün sistemler aslında kendi içinde değişimi zorunlu kılıyor. Bizler de ezilenler cephesinden bu değişimin bizim lehimize nasıl mümkün olacağını aramak zorundayız. Bunun için de bazı şeyleri netleştirmek zorundayız. Dünyayı değiştirmekle mükellef insanlarız. Varlık gerekçemiz bu” diye konuştu.

Çiçek şöyle devam etti: “Eğer egemenler kendi hegemonya kavgasında Ortadoğu’da, dünyada kendi politikalarını değiştirme gereği duyuyorsa ve bu konuda tabiri caizse taşlar yerinden oynuyorsa bizler de kendi ittifak politikamızı, kendi mücadele tarzımızı, yolumuzu, yöntemimizi tekrardan tartışmak zorundayız.”

Panel soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

Paylaş: