Bu Daha Başlangıç!

Bu Daha Başlangıç!

İktidar partisinin sandık etrafında yarattığı gerilime, Diyarbakır’da üç kişinin ölümü, onlarca kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan patlamaya, HDP bürolarına yapılan saldırılara; seçim günü okulların önünde plakasız araçlar kılığında beliren kontra tehditlere rağmen özgüvenini ve azmini yitirmeyen emek demokrasi ve özgürlük güçlerinin zaferiyle sonuçlandı bu seçim. Seçim dönemi başladığından bu yana HDP’nin yüzde 10 seçim barajının aşabilmesi için canını dişine takarak çalışanların gösterdiği bir şey var; ortak bir amaç için kenetlenildiğinde yer yerinden oynayabiliyor.
Seçim zamanları politikleşmenin tavan yaptığı zamanlardır. Ama bu seçim döneminin ortaya çıkardığı politizasyon şimdiye kadar olanlardan farklıdır. AKP Hükümetinin geriletilmesi, barış ve demokrasi için yeni imkanların yaratılması amacıyla bir araya gelenler için yepyeni bir mevzidir kazanılan.
Dolayısıyla yüzde 10 seçim barajının HDP ve müttefikleri tarafından aşılması herhangi bir zamandaki baraj aşmayla kıyaslanmayacak kadar kıymetlidir. Çünkü barajın aşılması sadece AKP’ye bir geleceksizlik vaat etmekle kalmamış, AKP miadını doldursa bile devletin kendisini yakın zamanda nasıl örgütleyeceğini de belirlemesi gereken bir dönemi başlatmıştır. Emek ve demokrasi güçleri açısından da, bu sonuç doğru okunduğunda oy sayısının niceliğiyle ölçülemeyecek kadar bir nitelik sıçramasıdır söz konusu olan.

TÜRKİYE SİYASETİNİN EN ÖNEMLİ KAZANIMI
Seçim sürecinde oyların çalınacağı, seçim sonuçlarının gerçekte olduğundan farklı yansıtılacağı kaygısının seferber edici gücü önemli bir dinamik ortaya çıkardı. Her sandığın tek tek kollandığı, her usulsüzlüğün tutanağa geçtiği, neredeyse her HDP seçmeninin müşahit olmak için gönüllü yazıldığı bir seçim oldu bu. Halk seferberliği, 8 Haziran tarihinden itibaren Türkiye siyasetinin en önemli kazanımı olarak bakiye kalacaktır. Asıl kazanılanın bu duygudaşlık olduğu söylenebilir.
HDP’ye oy verenler bu seçimde sadece barajı aşmadılar aynı zamanda Türkiye siyasetinin 90 yıllık, katliamlara soy kırımlara cevaz veren kurucu ilkelerinin de üstünün çizilebileceği bir geleceğin başlangıcına da imza atmış oldular. Gelip geçen iktidarların üzerinde kolaylıkla işlem yapabildiği; Türk-Kürt, Sünni-Alevi gibi kesimlerin birbirine karşı bloklar olarak siyaseten bölünmesine dayalı bir yönetme pratiği geçersiz not almış oldu. Önümüzdeki süreç açısından devletin geleneksel işleyişini fazlasıyla zorlayacak bir durumdur bu.
Ne var ki, seçim sonuçları yeni bir potansiyelin açığa çıktığını işaret etmekle birlikte HDP için barajı geçmiş olmak henüz her şey değil. Bundan sonraki sürecin kolay geçeceği garantisi seçim sonucundan değil, seçimin ertesi gününden itibaren izlenecek yoldan çıkarılacak. Ödünç alınan oyların, bir süreliğine ihmal edilen rezervlerin, vicdani desteklerin HDP’nin 2015 seçimlerine kadar tekrar tekrar sınanmasının zemini olacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Ama tam da bu, HDP’yi güçlendirecek bir esin kaynağı olacaktır aynı zamanda.

SONDAN BİR ÖNCEKİ DURAK
Seçimin kaybedeni olan iktidar partisine gelince; aldığı oy oranı hala kayda değer düzeyde olsa da önemli bir erime yaşayan AKP’nin, uğruna bir dolu provokatif senaryoyu hayata geçirdiği Ortadoğu’daki savaş politikaları, IŞİD ve El Kaide gericiliğine verdiği destek, Kobane direnişinde aldığı tutum bu seçimde önemli ölçüde reddedilmiştir. Üstelik aldığı oy oranı, seçim süreci öncesinde dağılmaya başlayan iktidar bloğunun çatlaklarını yapıştırmaya da yetmeyecek gibi görünüyor. Seçmenin bu partiden çözülüşündeki düzey AKP’nin sondan bir önceki durağına artık ulaştığını gösteriyor. AKP’nin seçmeninin bir kısmının kendisini başka bir saflaşma içinde bulduğu, AKP’ye oy vermeye devam edenlerin sadakatinin ise su götürür olduğu bir dönem başlıyor.
Sonuçlar, seçmenin AKP’den tamamen kopmadığını ama tek başına iktidarı ona teslim etmek istemediğini; iktidar partisinin kutuplaştırıcı politikalarından bıktığını, yolsuzlukları partinin burnunu sürterek cezalandırdığını; emekçilerin kendi yoksulluklarının altını daha belirgin çizen Ak Saray lüksünü tasvip etmediğini; Kürt seçmenin Kobane’den sonra bu partiden yüz çevirdiğini söylüyor. Bunlar sandık kanıtlamadan önce de kamuoyunun malumuydu. Yeni olan, kopuşun kuvvet haline geleceği pratiğin akacak kanal bulmuş olmasında.
Önümüzdeki sürecin nasıl bir iktidar tablosuna doğru şekilleneceğini şimdiden söylemek zor. Çünkü seçim sonuçları istikrar vaat edebilecek bir hükümet kurmanın çok da mümkün olmadığına işaret ediyor. Dolayısıyla politik tercihleri bakımından yön değiştiren kesimlerin şimdi bulunduğu ara bölgeye denk düşen kırılganlık mevcut seçim sonuçları üzerine uzun süreli hesapların yapılmasına imkan vermiyor. Bu kırılganlık sadece seçmen saflaşmasındaki belirsizlikten beslenmiyor; devletin değişik düzey ve katmanlarında da yansımasını bulan bir siyasi kayganlık tarafından da yeniden üretilmeye hazır. Önümüzdeki günlerin devletin kendi iç düzenini tesis etmesi bakımından da çatışmalı bir süreç olacağı ve halkın, örgütlü gücünü koruyamadığı durumda fillerin tepişmesinden çimenlerin ezilmesinin muhtemel olacağı söylenebilir. Yakın zamanda başka bir seçime işaret eden bir sonuç olabilir bu.
Zafere sevinelim ama zorlu mücadelelere de hazır olalım.

DAHA BÜYÜK BAŞARILARIN HABERCİSİ
Ama ne olursa olsun ezilenlerin büyük bir politik sonuçla çıktığı seçim bazı şeylerin geri dönülemez ölçüde aşıldığının göstergesi. Seçimin sonuçlar ister istemez hem iç hem de dış dengeleri değiştirecek. Komşusunun bundan böyle dost mu düşman mı olacağını merak eden Ortadoğu halklarının da gözü kulağı Türkiye’deki seçimlerdeydi. IŞİD barbarlığına karşı direnişiyle destan yazan Kobane’nin, ülkeyi kan gölüne çeviren İslamcı çetelerden bezmiş Suriye halkının, AKP’nin çelişkilerini kaşıdığı İran ve Irak halkının; havı dökülmüş bir AKP figüründen sevineceği çok şey var.
Halk hep birlikte bir halaya girmeye, omuz omuza durmaya cüret etti ve akan sular durdu. Yenilgilerin ve kayıpların, kendi makus talihinin bir parçası olmadığını bir kez daha kanıtlamış oldu. Bu, ezilenlerin, daha büyük başarıları haber veren mütevazı bir kazanımıdır.

Nuray SANCAR
Evrensel Gazetesi

Paylaş: