Gezi halka geleceği miras bıraktı; Gelecek emekçilerin birleşik mücadelesiyle kurulacak

Gezi halka geleceği miras bıraktı; Gelecek emekçilerin birleşik mücadelesiyle kurulacak

Halkın adaletsizliğe, baskıya, eşitsizliğe ve despotluğa karşı; kazanılmış haklarına sahip çıkmak, onurunu, doğayı, kentini korumak için sokakları doldurduğu Gezi direnişinin üzerinden 8 yıl geçti. Bu mücadele iktidarın her türlü ayrımcı ve bölücü çabasına rağmen her kültür, ulus, cinsiyet, din ve mezhepten ezilenlerin birlik olmayı başarmasının ürünüdür. Bu birleşik mücadele tecrübesi hem geride bıraktığı miras hem de geleceğe ilişkin verdiği mesajlarla tarihin çok özel bir dönemine mahsus kalmamış, Gezi, aradan yıllar geçse de yaşayan bir ihtimal olmaya devam etmiştir.

8 genç insanın öldürülmesine, sayısız insanın yaralanmasına yol açan polis şiddetine rağmen taleplerinde ısrar eden milyonlarca insanın gösterdiği, her şeyden önce, demokrasinin, adaletin, eşitlikçi bir toplumsal düzenin ancak mücadeleyle mümkün olduğudur. İkincisi beş yılda bir ancak seçimden seçime fikri sorulan milyonların, bu kısır döngüyü kırarak bu ülkenin asıl sahibi olduklarını göstermesidir.

Bu yüzden iktidar sadece olağan bir hak arama talebinde değil sessizliğin altında bile Gezi direnişinin bir benzerinin, devamının mayalandığını görmekte ve korkmaktadır. 2013’te Gezi Parkı’nın bulunduğu yere Topçu Kışlası inşa etme hevesini direniş nedeniyle gerçekleştirememiş ve bir daha buna teşebbüs edememiş olan iktidarın bilinçaltında halk beklenmedik tepkilerin adresidir. Taksim’de inşaatı biten caminin açılışının tam da Gezi’nin yıldönümüyle İstanbul’un fethinin çakıştığı bir günde gerçekleştirilmesi de bu korkunun ürünüdür. Açılışı yapan Cumhurbaşkanı geçmişteki geçmişteki Gezi üzerinden her an olabilecek bir halk hareketini o yüzden tehdit etmiştir.

Gezi’den yıllar sonra beraat kararlarına rağmen tekrar tekrar açılan davalar, yargılananların tekrar yargılanması; sonuç olarak Gezi’nin sürekli gündemde tutulması kuşkusuz boşuna değildir. İkizdere’deki taşocağı isyanı, çay emekçilerinin tepkisi, Antep’teki kod 29 eylemleri, Boğaziçililerin aylardır süren protestosu vb. ve daha sayısız, irili ufaklı mücadeleler Gezi’den güç almakta, onun ruhunu taşımaktadır.

Geziyi uluslararası operasyonlara, finans lobilerine, iktidarın kendi kirli ortaklıklarına, darbecilere ve teröre bağlamak, onu bir komploya indirgemek mümkün olmamıştır, olamayacaktır da.

Gezi direnişi ezilen emekçilerin özgürlük ve eşitlik mücadelesinde, ‘istibdat’a karşı verdiği mücadelede, kadın ve gençlik eylemlerinde, halkın demokrasi yürüyüşünde, grevlerde-boykotlarda ve tek adam rejiminin kurduğu düzene karşı her isyanda yaşamaya devam ediyor. O halkın ihtiyaç duyduğunda ulaşabileceği kadar yakınındaki tarihsel birikim içinde yer alan yol gösterici meşalesidir, olmaya da devam edecektir. Onun yarım kaldığı yerden daha güçlü, daha kuvvetli ve örgütlü olarak doğmasının koşulları vardır ve bunu en iyi ondan korkanlar bilmektedir.

Bu gerçeğin ışığında Gezi’nin ölümsüzlerini bir kez daha selamlıyor; mirasımıza ve işçi sınıf ve emekçilerin birleşik mücadelesiyle kuracağımız geleceğe sahip çıkıyoruz.

Selma Gürkan

Genel Başkan Yardımcısı

Paylaş: