“İnsan Hakları Eylem Planı” Hak İhlallerinin Makyajıdır

“İnsan Hakları Eylem Planı” Hak İhlallerinin Makyajıdır

Erdoğan, hükümetin başı olarak ve büyük plan iddiasıyla “İnsan Hakları Eylem Planı” olarak adlandırılan belgeyi açıkladı. Dağ yine fare doğurdu.

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz! Sanki “tek adam tek parti yönetiminin” gölgesinde kalan bir yargı yokmuş gibi, yüzlerce siyasetçi, gazeteci, seçilmiş vekil, belediye başkanı, aydın ve öğrenci cezaevlerine atılmamış gibi, hükümet kararlarını eleştiren basın ve medya kuruluşlarına sansür ve yasaklar gelmemiş gibi bir “yol haritası” ortaya kondu. Öncelikle belirtelim ki, tek adam kararına ve iradesine bağlanmış bir siyasi rejimde ne kadar tumturaklı laflar, reform ve demokrasi lafları edilirse edilsin; pratikte ortaya ne demokrasi çıkar ne de hak ve özgürlükler.

HDP’nin kapatılmasının tartışıldığı, AKP grup başkan vekilinin dahi “HDP hukuken ve siyaseten kapatılacaktır” mesajı verdiği bu süreçte hangi demokrasiden, hangi hukuk devletinden bahsedeceğiz? Boğaziçi Üniversitesinin kapısına kelepçe, öğrencilerin bileğine elektronik kelepçe takılırken hangi adaletten söz edeceğiz? Metinde vurgu yapılan “AİHM ve AYM kararlarının hâkim ve savcılara bildirilecek” olmasının da karşılığı yoktur. Zira iktidar birçok örnekte olduğu gibi AYM, AİHM kararlarını tanımamıştır. Vaad edilen “seçim ve siyasi partiler yasası” değişikliğinin ise seçim sonucu denklemini değiştirecek anti demokratik hükümler içereceği aşikardır.

Birçok vakada görüldüğü üzere; kadına şiddet uygulayan, katline sebep olanlar adeta koruma duvarı ile korunmaktadır. Hal bu iken “kadına karşı işlenen suçlarda ağırlaştırıcı sebeplerin kapsamının genişletilmesi” sözünün de pratikte karşılığı olmayacaktır. “Şiddet mağduru kadınlar için avukat görevlendirilmesi” de palyatif bir tedbirdir. Ailenin her koşulda korunmasına ve boşanma hakkına türlü engeller koyan AKP iktidarı, “boşanma süreçlerini kolaylaştıracağının” sözünü veriyor! Pratiğe bakınca bu sözlerin inandırıcılığı yoktur.

AKP hükümeti sıkışmış bulunduğu dış politika alanında rüzgâr gülünü ABD ve AB’ye de çevirmek istemekte, hiç değilse arayı iyi tutma gayretindedir.  “İnsan Hakları” gibi kendi pratiğine ters bir planı dile getirmesinin nedeni de budur. Bu planların altının boş olduğunu ve buradan emekçiler ve halk için demokratik adımların gelmeyeceği açıktır.

Demokrasiyi, siyasal özgürlükler ve hakları kazanmanın yolu işçi sınıfı ve halk güçlerinin adalet ve özgürlük talepleri etrafında birleşmesinden ve mücadeleyi yükseltmesinden geçmektedir.  

Selma Gürkan

Genel Başkan Yardımcısı

Paylaş: