İstanbul Sözleşmesi Mücadeleyle Kazanıldı, Mücadeleyle Uygulatılacak

İstanbul Sözleşmesi Mücadeleyle Kazanıldı, Mücadeleyle Uygulatılacak

Bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor, kadına yönelik şiddet dizginsiz bir biçimde devam ediyor. Şiddet vahşet boyutuna ulaştı, kadınlar hayatın her alanında şiddetin bin bir türünü yaşıyor. Bu koşullarda kadınların şiddetten korunması için mekanizmaların etkinleştirilmesi, her aşamada hiçbir sorun yaşamaksızın devletin koruması altında olması için gereken önlemlerin alınması gerekirken, tam aksi yaşanıyor.

İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı Cumhurbaşkanı kararı ile imza çekildi. Tek bir adam ülkedeki tüm kadınların kaderleri hakkında karar verdi. O günden bu yana kadınların ülkenin dört bir yanındaki tepkileri dinmiyor.  Şunu biliyoruz ki; İstanbul Sözleşmesi kadınların şiddete karşı verdiği mücadelenin yanı sıra ayrımcılığın son bulması ve her alanda eşitliğin sağlanması için verilen mücadelelerin kararlılığıyla kazanılmıştır. O nedenle sözleşme de aynı kararlılıkla korunuyor ve sahipleniliyor.  

Türkiye’nin tek adamın kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini kabul etmiyoruz; bu karar yok hükmündedir. Meclis çiğnenerek, milyonların talepleri yok sayılarak, kadınların hayatı pahasına alınmış olan bu karar, ülkedeki rejimin otoriter karakterinin en somut ipuçlarını içermektedir. Anayasa’nın 90. Maddesi gereğince yasa, hatta iç hukukla çelişki olması durumunda yasadan üstün bir uluslararası sözleşmeden bu şekilde imza çekilmesinin mümkün olmadığını izaha bile gerek yoktur.

1 Temmuz 2021’de 12. Cumhurbaşkanının imzasıyla alınan çekilme kararının yürürlüğe gireceği tarih. Ülkedeki kadınların “İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmeyeceğiz” isyanı bu tarih yaklaşırken daha da yükseliyor. Kadınlar bugün mücadeleyle kazandıkları her bir hakkı savundukları gibi İstanbul Sözleşmesi’ni de savunuyorlar. Ülkenin dört bir yanında eylemler, etkinlikler, mahalle mahalle, sokak sokak çalışmalarla “vazgeçmiyoruz” sözünü büyütüyorlar. Bu sözü büyütmek, İstanbul Sözleşmesini savunmak aynı zamanda kadınların, çocukların, LGBTİ’lerin yaşam haklarını da savunmak anlamına geliyor.

İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz isyanı 19 Haziran’da düzenlenecek “Büyük İstanbul Mitingi”nde de yankılanacak. Kadınların ve LGBTİ’lerin hakları, eşitlik ve özgürlük talepleri hakkında karar verme yetkisi tek adamın inisiyatifine ve keyfiyetine bağlı olamaz. Sözleşmeden çıkma gibi bir kararı hükümsüz kılacak, hayatlarına, haklarına sahip çıkacak ve kazanımlarını yenileriyle büyütecek olan irade kadınların ortak mücadele gücündedir.

19 Haziran’da İstanbul’dayız, 1 Temmuz’da her yerdeyiz. Haklarımızı ve hayatlarımızı savunmaya devam edeceğiz.

SELMA GÜRKAN

Genel Başkan Yardımcısı

Paylaş: