Oyumuz Halkların Kardeşliğine!

Oyumuz Halkların Kardeşliğine!

Başbakan Erdoğan, bütün kentlerin anayolları ve meydanlarını poster ve çağrılarıyla doldurdu. Arkasındaki sermaye güçlerinden aldığı destekle “Tek kişilik ordu” görüntüsü veriyor ve “tek adam” yönetimi peşinde koşuyor. Başkan olmak, tek başına yönetmek istiyor.
Ancak yaptıkları ortadadır. Propaganda sloganları ve reklâmlarda ne söylerse söylesin gerçekler herkesin gözü önündedir. Anti-demokratik, grev yasakçısı, savaşçı, tekçi ve mezhepçi politikalar, Türkiye’de ve bölgede halkların yaşam koşullarını daha da ağırlaştırıyor.
Başbakan, yanına Davutoğlu’nu alarak, Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesinde önder olma sevdasına düşmüştü. Türkiye, ecdadının izinden yürüyüp “merkez ülke” olarak davranarak bölgede “oyun kurucu güç” olmalı dedi ve işe girişti. “Şam’da Emevi Camii’nde namaz kılacak”tı! MİT’iyle, TIR’larıyla, kendi kurup beslediği ÖSO ile Suriye’yi karıştırmaya başladı. Yetinmedi; Irak’ı da karıştırdı. Tıpkı Suriye gibi, Irak’a yönelik olarak da mezhepçi politika izledi.
Gördük, görüyoruz ki, kurmaya yeltendiği “oyun” hem Suriye hem de Irak’ta ters tepti. Ortadoğu’da oynamaya kalkıştığı “oyun” ve sonuçları da gözlerimizin önündedir.
IŞİD’ı görmeyen yok! Türkiye’nin güneydoğu sınırlarının hem ötesinde, bir taş atımı mesafede. Musul Konsolosluk görevlerini kaçırmakla kalmadı. Kesmedik kafa, yıkmadık cami, yerinden-yurdundan etmediği kimse bırakmıyor.
Sözde Irak ve Suriye’de Başbakan’ın yönetiminde Türkiye söz söyleyecek, onun sözü geçerli olacaktı. Bugünkü görüntü, onun ve Türkiye’nin değil, IŞİD’ın sözünün geçerli olduğudur. Dini ve Sünni inanç sahiplerinin inançlarını istismar etmeyi amaçlayarak yürütülen bu politika ilk elde IŞİD’i güçlendirmiştir. Suriye ve Irak’ın yanı sıra Türkiye’yi de mücadele alanı ilan eden IŞİD Hatay-Reyhanlı ve Niğde’de şimdiden onlarca yurttaşımızı öldürmüştür.
Türkiye’nin başına bütün bu belaları açan, ülkeyi “bataklığın kıyısına” getiren Başbakan, yetinmemiş, gözümüzün içine baka baka bir de “cumhur”a “baş” olma çabasındadır!
Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır! Başbakan Erdoğan’ın bu sevdası mutlaka engellenmelidir. Erdoğan’ın inançlarını istismar ettiği kesimler başta olmak üzere tüm halkımız Erdoğan’ın izlediği politikaların çok daha büyük felaketlere yol açacağını görerek, ona tek bir oy bile vermemelidir. “Yukarıdan” atıp tutmalar, maceracı büyüklenmeler ve hele yayılmacı amaçlar ve bunun yolu bellenen mezhepçilik halkın ve ülkemizin başına bela açan başlıca Erdoğan tutumlarıdır. Bu tutumlarıyla “Erdoğan’a oy yok” yaklaşımını benimsemeliyiz.
Ondan bir farkı olduğunu ortaya koymamış olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun da Türkiye’yi Ortadoğu “bataklığı”ndan çekip alacak bir yeteneği ve bu doğrultuda politikaları olmadığı görülmektedir.
İçeride ve bölgede barış ve huzur arayan, çıkarı bu yönde olan Türkiye halkı, seçimlerde de oyunu bu yönde kullanmalıdır.
Oyumuzu emekten, barıştan, halkların kardeşliğinden yana kullanmalıyız. Partimiz bu politikaları savunan tek aday olan Selahattin Demirtaş’ı desteklemekte ve bir kez daha tüm Türkiye halkını Demirtaş’a oy vermeye çağırmaktadır.

Selma GÜRKAN
Genel Başkan

Paylaş: