Renault’daki Kıvılcımı Büyütelim

Renault’daki Kıvılcımı Büyütelim

Ek zam, kıdem tazminatının gasbı, artan iş cinayetleri… Büyüyen sorunlara karşı birlik çağrısı yapan işçiler, hak almak için Renault işçilerinin mücadelesinin tüm fabrikalara ve sektörlere yayılması gerektiğini söyledi.

Emek Partisi (EMEP), hükümetin başta kıdem tazminatı olmak üzere işçi haklarına yönelik saldırılarını artırdığı bir dönemde bilgilendirme amacıyla işçi toplantıları düzenliyor. Bu toplantılardan biri de İstanbul’da, EMEP Sancaktepe İlçe Örgütü tarafından, Eğitim Sen 2 No’lu Şube Sancaktepe İrtibat Bürosu’nda yapıldı.
Toplantıya farklı işkollarında işçiler katıldı. Kıdem tazminatı, asgari ücret artışı sonrası ek zam talebi, taşeronlaştırma konularının ele alındığı toplantıya, EMEP GYK Üyesi ve TÜMTİS eski Genel Başkanı Sabri Topçu katıldı. Toplantının moderatörlüğünü Emek Partisi İlçe Sekreteri ve tekstil işçisi İnan Keser yaptı. Keser, işçilerin haklarının ellerinden alınmasına karşı birleşerek mücadele etmeleri gerektiğini söyledi. Keser şöyle devam etti: “Sermaye ve onun temsilcisi AKP Hükümeti işçi ve halka saldırıda sınır tanımıyor. Çatışmayı ve savaşı derinleştirerek tüm hak ve özgürlükleri yok ediyorlar. Bu saldırılardan biri de kıdem tazminatlarının gasbedilmek istenmesi. Halk güçleri, emek ve demokrasi güçleri saldırılara karşı birleşmelidir. Biz parti olarak bunu örgütlemeye gayret ediyoruz.” Keser, mücadelenin ilerletilebilmesi için tüm fabrika ve işyerlerinde komiteler kurulması gerektiğini söyledi.

HER FABRİKADA…
Kendi yaşamından örnekler veren Sabri Topçu da “Ben üç kişinin, on kişinin çalıştığı ambarlarda sendikal çalışma yaptım. ‘Hamalların da sendikası mı olur?’ denilen bir dönemde güçlü bir sendika yarattık arkadaşlarımla. Onun içindir ki işçiler her zorluğu göğüsler. Öncelikle, işçilerin sınıf bilinci edinmeleri gerek. Sınıf bilinci olmadan, işçi ne için mücadele ettiğini bilmez” dedi. Bugün sendikalarda hakim olan mevcut anlayışı eleştiren Topçu, şunları söyledi: “İşçileri haklarını savunan sendika, sendika şubesi, genel merkezi çok az. Sendika bürokratları işçilerin aidatları ile sermayeye siyasi hükümetlere kul kölelik yapmaya çalışıyor. İşçilerin en önemli hakları bir bir gasp ediliyor. Ses çıkarak işçi sayısı çok az. Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir diyen sendika genel merkezleri, Türk-İş’ten tek ciddi bir tepki, ses yok. Alçakça sermayenin dediklerini yapmak için, AKP hükümetinin arka bahçesi rolünü oynuyorlar. Bu ihanet ve alçaklığa rağmen işçiler bulundukları fabrika, işyeri ve sanayi havzalarında bir araya gelip komiteler kurmalı, birlikler yaratmalıdırlar.” Mücadeleci bir sendikal anlayış gelişmesi gerektiğini dile getiren Topçu, Renault işçilerinin mücadelesini örnek gösterdi. Renault işçilerinin ek zam talepli eylemlerinin yaygınlaştırılması ve tüm sektörlerde hayata geçmesi gerektiğini dile getiren Topçu, “Her fabrika ve işyerine uygun eylemler örgütlenmelidir. Kadın işçiler, çocuk işçilere, genç işçilere uygulanan kölelik ücreti kabul edilmemeli ve buna karşı sendikalar zorlanmalıdır. Biz parti olarak aydınlatma ve örgütlenme çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu yöndeki işçi eylemlerine ciddi destekler sunacağız” diye konuştu.

ZORLUKLARA RAĞMEN
Topçu’nun konuşmasından işçiler söz aldı. Divan Pastaneliri’nde sendikalaşma nedeniyle işten atılan DİSK/Gıda-İş Genel Merkez Yöneticisi Sedef Erdal, şimdi de CP Piliç’te yüzlerce işçinin işçinin işten atıldığını hatırlattı. Sendikal hak ve özgürlüklerin AKP Hükümeti tarafından tamamen gasbedildiğini belirten Erdal, “Anayasal bir hak olduğu söyleniyor sendikalılaşmanın ama bu işten atılmanın gerekçesi oluyor. Sermaye bir de işbirlikçi sendikalar aracılığı ile mücadele etmek isteyen bizim gibi sendikaların önünü kesiyor. Kitlesel işçi kıyımlarına başvuruyor. Yetki itirazlarını bahane ederek TİS hakkını ortadan kaldırıyor. Buna karşı birleşmemiz şart. EMEP’in yaptığı işler çok değerlidir. Bu toplantıları çoğaltmalıyız“ dedi.
Daha sonra İMES işçisi Ulaş Can, DES işçisi Gökçen Karataş da söz alarak, bulundukları işçi havzalarında, işçileri yaşadıkları baskı ve zorbalıkları anlattı. Bu zorbalıklara rağmen örgütlendiklerini, işçi komiteleri kurduklarını dile getiren işçiler, yaşadıkları deneyimlerden örnekler sundu.

Evrensel Gazetesi

Paylaş: