6-7 Eylül: Türkiye egemenlerinin 70 yıldır yüzleşmediği gerçek geleceğini de şekillendiriyor!

6-7 Eylül: Türkiye egemenlerinin 70 yıldır yüzleşmediği gerçek geleceğini de şekillendiriyor!

6-7 Eylül: Türkiye egemenlerinin 70 yıldır yüzleşmediği gerçek geleceğini de şekillendiriyor!

Türkiye egemenlerinin, İstanbul’da yaşayan Rumlara karşı 6-7 Eylül 1955’te organize bir biçimde tezgâhlayarak gerçekleştirdiği ve bugüne kadar da yüzleşmediği pogrom, Türkiye’nin geleceğini de etkileyebilecek izler ve etkiler taşıyor.

İstanbul’da yaşayan Rumlara karşı 6-7 Eylül 1955’te gerçekleştirilen organize saldırılar, Gladio’nun Türkiye kolu olan Seferberlik Tetkik Kurulu’nun planlayıp yönetmesiyle gerçekleşmişti.

Demokrat Parti’nin halkın güvenini kaybettiği ve muhalefeti susturmak için faşist yöntemleri devreye soktuğu bir dönemde, Kıbrıs’taki gelişmeler bahane edilerek tertiplenen saldırılar, Türk basınında çıkan Mustafa Kemal’in Selanik’te doğduğu evin bombalandığını iddiasına dayalı yalan haberle tetiklenmişti.

Kıbrıs Türktür Cemiyeti, bazı gençlik örgütleri, meslek kuruluşları, DP teşkilatı ile resmî, gayriresmî makamların yönlendirmesiyle harekete geçirilen kitleler, 6 Eylül 1955 akşamı Cumhuriyet tarihinin büyük yağma ve yıkım eylemini gerçekleştirdi.

İstanbul’un her yerine yayılan yağma ve saldırılar sonucunda Türk basınına göre 11, Yunan kaynaklarına göre 15 kişi yaşamını yitirirken, İstanbul’da bulunan 73 Rum Ortodoks kilisesinin tamamı ateşe verildi. Bu saldırılarda, 4 bini aşkın ev, bini aşkın işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5 bini aşkın mekân hedef alınarak saldırıya uğramıştı.

Türkiye egemenleri, bu tarihle hiçbir dönem yüzleşmeye yanaşmadıkları gibi, farklı düzeylerdeki saldırıları farklı toplumsal kesimlere karşı örgütleyip uygulamaya sokmaktan geri durmadı.

6-7 Eylül 1955’te sahnelenen İstanbul Pogromu, Türkiye egemen sınıflarının ve onlara bağlı resmî ve gayriresmî örgütlenmelerin örgütlü suçu olarak tarihte yerini alırken, ülkedeki bütün halkların kardeşçe yaşayacağı bir geleceğin ve yeni bir tarihin ancak işçi sınıfının örgütlü mücadelesiyle mümkün olacağını göstermektedir.

6-7 Eylül’ü yaşatanların mirası bugün Cumhur İttifakı’nın faşist bir rejimi inşa politikalarıyla devam ettirilirken, demokratik bir emekçi cumhuriyetinin inşasının sorumluluğu Türkiye işçi ve emekçilerinin, bizlerin omuzlarındadır.

Emek Partisi Genel Merkezi

Paylaş: