Emek Partisi’nden Komisyona Çağrı: “Gerçek ve kalıcı bir barışın esas bileşeni işçi ve emekçiler olmalıdır”
Emek Partisi, komisyon üyesi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın imzasıyla, TBMM’de yürütülen komisyon çalışmalarına savaş ve çatışma süreçlerinden etkilenen tüm toplumsal kesimlerin davet edilmesi için kapsamlı bir liste sundu. Meclis Başkanlığı’na iletilen önerilerde; sendikalardan kadın örgütlerine, hak ve dayanışma örgütlerinden akademisyenlere, inanç örgütlerinden sanatçılara kadar pek çok kişi ve kurumun ismi yer aldı.
“Savaş Yaşamın Tüm Alanlarını Derinden Etkiliyor”
Emek Partisi, önerisinin gerekçesinde savaş ve çatışma dönemlerinin; üretimden günlük yaşama, toplumsal ilişkilerden kültür alanına kadar yaşamın bütününü derinden etkilediğini vurguladı. Savaşın yıkıcı etkilerinin zorunlu göç, işsizlik, kayıt dışı istihdam, hak ihlalleri, toplumsal cinsiyet temelli şiddet, kültürel asimilasyon ve demokratik hakların baskı altına alınması gibi çok boyutlu sorunlara yol açtığını belirten EMEP,
“Bu sorunlar, başta emekçi halklar olmak üzere toplumun en geniş kesimlerine yayılmaktadır” vurgusunu yaptı.
“Tüm Kesimler Sürece Doğrudan Katılmalıdır”
Kalıcı bir barış ve demokratik çözümün sağlanabilmesi için çatışmanın farklı boyutlarından etkilenen tüm toplumsal kesimlerin sürece doğrudan katılması gerektiğini vurgulayan Emek Partisi, sundukları öneri listesinin;
“İşçi sınıfı ve emekçilerin örgütlü temsilcilerini, kadın ve LGBTİ örgütlerini, ezilen halkların ve inanç topluluklarının demokratik örgütlenmelerini, hak, dayanışma ve araştırma kuruluşlarını, akademisyenleri, insan hakları savunucularını, savaş mağdurlarını, tanıkları ve kültürel üretim yoluyla barışın toplumsallaşmasına katkı sunan sanatçıları” kapsadığını belirtti. Her kişi ve kurumun kendi deneyim ve birikimiyle sürece katkı sunacağını ifade eden EMEP’in metninde,
“Sömürü ilişkileri ile savaşın yarattığı anti-demokratik koşulların iç içe geçtiği zeminde, siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel ve hukuki boyutların birlikte ele alınması yoluyla barışın tesisi sağlanacaktır” ifadeleri yer aldı.
Savaşın Yükünü Sırtlayan İşçiler Komisyonda Dinlenmeli: “İşçi ve Emekçiler Sürecin Esas Bileşenidir”
Emek Partisi, özellikle işçi ve emekçilerin örgütlü temsilcilerinin komisyonda yer almasının önemine dikkat çekti:
“Bölgedeki savaş koşulları, zorunlu göçler, işsizlik, güvencesizlik, kayıt dışı çalışma ve örgütlenme hakkının engellenmesi gibi sorunlar, yalnızca bölge emekçilerini değil, ülke genelindeki işçi sınıfını da doğrudan etkilemektedir. Bu koşullar altında, milyonlarca emekçi yurttaşın ve temsilcilerinin, barışın, eşit hakların ve demokratik özgürlüklerin güvence altına alınmasında söz ve karar sahibi olması vazgeçilmezdir.”
Tüm bu kesimlerin komisyonda dinlenmesinin, barışın gerçekten sağlanabilmesi için onu toplumun tüm kesimlerince sahiplenilen, kökleri derine inmiş ve kalıcı bir toplumsal mutabakata dönüştüreceğini söyleyen Emek Partisi, ekli listede yer alan kişi ve kurumların görüş ve önerilerinin alınması gerektiğini vurguladı.
Listede İşçi Temsilcileri Öne Çıkıyor
Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın imzasıyla iletilen listede, savaş ve çatışma koşullarında işçi sınıfının yaşadığı sorunların doğrudan aktarılabilmesi için çeşitli işkollarından işçi temsilcileri yer alıyor. Urfa’da işten atılan Özak Tekstil işçisi Funda Bakış, bölgedeki kadın işçilerin çalışma ve yaşam koşullarının yanı sıra sendikal hak ve özgürlükler alanındaki deneyimlerini komisyona taşıyabilecek bir isim olarak öne çıkıyor.
Listede dikkat çeken bir diğer isim, Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Şivan Kırmızıçiçek. Sendikal hak mücadelesiyle tanınan Kırmızıçiçek, Kürt işçilerin çalıştıkları fabrikalarda ve yaşadıkları ilçelerde karşılaştıkları ayrımcılık ve zorluklara dair doğrudan deneyime sahip.
Bölgedeki savaş ve çatışmaların işçilerin çalışma koşulları ile sendikal hak ve özgürlüklere etkilerini ortaya koyan BİR TEK-SEN (Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası) de listede öne çıkan sendikalardan biri. Ayrıca Tüm Köy-Sen Dersim Şubesi (Tüm Üretici Köylüler Sendikası Dersim Şubesi) de önerilenler arasında. Savaş ve çatışma koşullarında üretici köylülerin yaşadığı köy boşaltmaları, yayla yasakları gibi sorunlar ile bunların üretime etkilerini aktarabilecek önemli bir temsil gücüne sahip.
Bu başlık altında listede önerilen diğer kurumlar ise şunlar: Dersim Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği (meralarda ve yaylalarda hayvan üreticiliğinin savaş koşullarında yaşadığı zorluklar ve etkileri üzerine), DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu), TÜRK-İŞ (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu), HAK-İŞ, Petrol-İş Batman Şubesi (Petrol İşçileri Sendikası Batman Şubesi), KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu), TGS (Türkiye Gazeteciler Sendikası), TGC (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti), TYS (Türkiye Yazarlar Sendikası), GİŞDER (Güvencesiz İşçiler Derneği) – savaş ve çatışma koşulları nedeniyle topraklarından koparak göç etmek zorunda kalan tarım, nakliye ve diğer güvencesiz işçilerin derneği – ve Dev Yapı-İş (Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası).
Meslek Odaları ve Barolar
Çatışma ve savaş ortamında halk sağlığından mühendisliğe, hukuktan basına kadar birçok alanda halkın çıkarlarını savunan örgütler, Emek Partisi’nin önerisiyle komisyona davet edilmesi gereken kurumlar arasında yer aldı.
Öne çıkanlar arasında; halk sağlığı ve savaşın yarattığı sağlık krizlerini belgeleyen TTB (Türk Tabipleri Birliği), kent, çevre ve mühendislik alanlarında halk yararını önceleyen mücadelesiyle öne çıkan çatı örgüt TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği), adil yargılanma hakkı ve savaşın yarattığı hak ihlallerine karşı hukuk cephesinde mücadele eden Diyarbakır, Van, Batman ve İstanbul Baroları da yer alıyor.
Bunların yanı sıra listede şu kurumlar da yer almaktadır:
TBB (Türkiye Barolar Birliği), Demokrasi İçin Hukukçular, TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) ve TZOB (Türkiye Ziraat Odaları Birliği).
Hak ve Dayanışma Örgütleri
Emek Partisi, çatışma süreçlerinde ağır insan hakları ihlallerini belgeleyen ve mağdurların hak arama mücadelesine katkı sunan kurumların komisyona davet edilmesini öneriyor. Bu kapsamda İHD (İnsan Hakları Derneği) ve TİHV (Türkiye İnsan Hakları Vakfı) yıllardır yürüttükleri çalışmalarla işkence ve kötü muamele mağdurlarına tıbbi ve hukuki destek sağlayan, insan hakları ihlallerini belgeleyen ve savaşın yurttaşlar üzerindeki etkilerini kayıt altına alan kuruluşlar olarak listede yer alıyor.
Bu başlık altında listede zorla kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanmasını sağlamak için 1995’ten bu yana eylemlerini sürdüren Cumartesi İnsanları / Anneleri, 28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde savaş uçaklarının bombardımanında yaşamını yitiren 34 kişinin yakınları olarak adalet mücadelesini sürdüren Roboski aileleri, ve iş cinayetlerini belgeleyen, işçi sağlığı ve güvenliği alanında raporlar bölgeye de odaklanan İSİG Meclisi (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) yer alıyor. Akdeniz GÖÇ-DER ise göçle gelen Kürt yoksulları ve emekçilerinin yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunları görünür kılmak için kurulmuş bir dernek olarak listede bulunuyor.
Bunların yanı sıra listede; 10 Ekim Barış Derneği, TUHAD-FED (Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Federasyonu), TUAY-DER (Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği), FİSA Çocuk Hakları Derneği (çocuk hakları alanındaki çalışmalarıyla), Halkların Köprüsü Derneği (ülkemizde yaşayan mülteciler ve tüm halklar içinde barış ve eşitlik için faaliyet yürüten bir dernek), Hak ve Adalet Platformu, Doğu-Güneydoğu Dernekleri Platformu, Akdeniz GÖÇ-DER (göçle gelen Kürt yoksulları ve emekçilerinin yaşadığı sorunlar üzerine kurulan dernek), Barış Vakfı, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), GAR (Göç Araştırmaları Derneği), GoFor Türkiye (Türkiye’deki gençlik örgütlerinin çatı kuruluşu olarak gençlik politikasının hak temelli bir yaklaşımla yürütülmesine dair çalışmalarıyla), Hafıza Merkezi, Eleştirel Barış Ağı ve KHK’liler Platformu (KHK’larla işten çıkarılan ve haklarını kaybeden mağdurların dayanışma ve hak arama platformu) da yer almaktadır.
Kadın ve LGBTİ Örgütleri
Emek Partisi, savaşın ve çatışma ortamının kadınlar ve LGBTİ’ler üzerinde yarattığı özgül etkilerin görünür kılınması için bu alanda faaliyet yürüten örgütleri öneriyor. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, 2013 yılından bu yana kadınlar arasında güçlü dayanışma deneyimleri biriktirmiş bir örgüt olarak komisyona davet edilmesi isteniyor. Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği, 2010’dan beri şiddete, savaşa, sömürüye ve eşitsizliğe karşı yürüttüğü mücadele nedeniyle öneriliyor. Kaos GL, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelinde yaşanan hak ihlalleri ve ayrımcılıkla mücadele eden, toplumsal barış çalışmalarına katkı sunabilecek bir dernek olarak listede yer alıyor.
Eşitlik İçin Kadın Platformu, Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, Engelli Kadın Derneği, DEMOS Araştırma Kolektifi, Kadının İnsan Hakları Derneği, Kadın Zamanı Derneği, HEVİ LGBTİ+ Derneği, 17+ Alevi Kadınlar, Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER) – hak ihlallerine ve nefret suçlarına karşı çalışmalarıyla listede önerilen kurumlar arasında.
Tanıklar ve Mağdurlar
Emek Partisi, savaş ve çatışma süreçlerinde doğrudan etkilenmiş, yakınlarını kaybetmiş veya bu alanda tanıklık ve mücadele deneyimine sahip kişilerin komisyona davet edilmesini öneriyor.
Bu kapsamda öne çıkan isimler; Saliha Önkol– 2009’da Lice’de koyunlarını otlattığı sırada karakoldan atılan havan topuyla öldürülen 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un annesi olarak savaşın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisinin en çarpıcı tanıklarından biri; Hasan Birlik – 2015’te Şırnak’ta öldürülen ve bedeni akrep tipi zırhlı araç ardından sokakta sürüklenen Hacı Lokman Birlik’in babası olarak adalet mücadelesini sürdüren bir isim; Rakel Dink – 2007’de katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in eşi olarak barış ve adalet arayışının sembol figürlerinden; Mehmet İnan – 2015’te Silopi’de öldürülen ve cenazesi bir hafta yerde kalan Taybet İnan’ın oğlu; Rıza Doğan – 2012’de zorunlu askerlik görevinde hayatını kaybeden oğlu Uysal Doğan’ın ardından, 2014’te 1 lira 11 kuruşluk “kurşun parası” istenerek ikinci kez acıya uğratılan baba; ve Zöhre Tedik – 10 Ekim Ankara Barış Mitingi’nde katledilen Emek Partisi GYK üyesi Korkmaz Tedik’in annesi.
Bu kapsamda listenin devamı şu şekilde:
Ulaş Bayraktar (1980’de Mardin’de subay babası Beşir Bayraktar’ı çatışmada kaybeden, barış imzacısı akademisyen), Abdurrahman Karakurt (Konya’nın Meram ilçesinde katledilen Dedeoğlu ailesinin avukatı), İrfan Bilgin (12 Eylül 1994 yılında Ankara’da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Kenan Bilgin’in abisi), Derman Tarancı (1992’de Diyarbakır’da katledilen Gerçek Dergisi temsilcisi Namık Tarancı’nın eşi), Akın Birdal, Ahmet Faruk Ünsal (eski MAZLUMDER Genel Başkanı), Neslihan Şedal, Zeydan Karalar, Selçuk Mızraklı, Figen Yüksekdağ, Bekir Kaya (eski Van Büyükşehir Belediyesi Başkanı), Leyla Güven, Akil İnsanlar Heyeti, Rıza Türmen (önceki dönem AİHM yargıcı, Kürt sorununun uluslararası normlar çerçevesinde ele alınışına dair bilgi sahibi), ve Yetvart Danzikyan (Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni).
“Komisyon’da Barış Akademisyenleri de Dinlenmeli”
Emek Partisi’nin komisyonda dinlenmek üzere önerdiği isimler arasında barış, insan hakları, çatışma çözümü ve toplumsal eşitlik alanlarında bilimsel bilgi ve birikim sunabilecek akademisyen, araştırmacı ve yazarlar da yer alıyor. Bu isimler, hem akademik çalışmalarında hem de kişisel deneyimlerinde savaş, çatışma ve hak ihlallerinin etkilerine tanıklık etmiş, toplumsal barış sürecine katkı sağlayabilecek kişiler olarak öne çıkıyor.
Öne çıkanlar arasında; Esra Mungan – “Barış İçin Akademisyenler Bildirisi”ne attığı imza sonrasında tutuklanan ve bir ayı aşkın cezaevi sürecinin ardından tahliye edilen akademisyen; Barış Ünlü – “Türklük Sözleşmesi” adlı eseriyle etnisite, kimlik ve eşitlik üzerine yaptığı çalışmalarıyla bilinen, OHAL KHK’sı ile üniversiteden ihraç edilmiş bir akademisyen; Şebnem Korur Fincancı – adli tıp uzmanı, insan hakları savunucusu ve işkence karşıtı çalışmalarıyla tanınan, Barış Akademisyenleri imzacısı olduğu için İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden zorunlu emekli edilen hekim; Nilay Etiler – KHK ile ihraç edilmiş bir halk sağlığı uzmanı olarak göçmenler ve savaş mağdurlarının sağlık hakkı konusunda ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalar yürütmüş bir akademisyen; Hamit Bozarslan – Türkiye’nin siyasi tarihi ve Kürt meselesi üzerine çalışmalarıyla uluslararası tanınırlığa sahip tarihçi ve siyaset bilimci.
Bunların yanı sıra listede şu isimler de yer almaktadır:
Yücel Demirer (siyaset bilimi, KHK ile ihraç akademisyen, Evrensel yazarı), Gül Köksal (mimarlık, KHK ile ihraç, Kocaeli Dayanışma Akademisi üyesi), Naif Bezwan (siyaset bilimci, Mardin Artuklu Üniversitesi’nden uzaklaştırılmış), Serdar Korucu (“Bu Yas Bitmez” kitabının yazarı), Menderes Çınar (siyaset bilimci), Mesut Yeğen (sosyolog), İsmet Akça (siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler, Barış Akademisyeni), Murat Sevinç (siyaset bilimi), Zafer Yörük (siyaset bilimi), Fatma Gök (eğitim bilimleri), Cuma Çiçek (siyaset bilimi), Nilgün Toker (felsefe), Şebnem Oğuz (siyaset bilimi), Orhan Örs, Faik Bulut (gazeteci, yazar), Fatma Ünsal Bostan (siyaset bilimi), Onur Hamzaoğlu (halk sağlığı), Erdoğan Aydın (tarih araştırmacısı, gazeteci, yazar), Ayşe Betül Çelik (siyaset bilimi ve çatışma çözümleri), Necmiye Alpay (dilbilimci, çevirmen, yazar), Zeki Gül (halk sağlığı uzmanı).
Kültür ve Sanat Alanından Dikkat Çeken İsimler
İskender Bayhan imzalı Meclis Başkanlığı’na verilen listede sanatın toplumsal hafıza, hakikatin ortaya çıkarılması ve barış kültürünün inşasındaki rolüne dikkat çekilerek, bu alanlarda üretim yapan sanatçı, yazar, yönetmen ve kültürel oluşumların komisyona davet edilmesi öneriliyor.
Öne çıkan isimlerden biri Artvinli yönetmen ve senarist Özcan Alper. Kürt sorunu üzerine toplumsal hafızanın inşasına katkı sunan yönetmen. Ümit Kıvanç – Ahmet Kaya’nın yaşamını konu alan Uçurtmam Tellere Takıldı belgeselinin yönetmeni; Jülide Kural – Kürt sorununun demokratik çözümü ve toplumsal barış konularında sanatçı sorumluluğu ile üretim yapan, rol aldığı filmlerle bu alandaki çözüm fikirlerini görünür kılan oyuncu; Kazım Öz – Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından filmleri sansürlenerek yasaklanan, Kürt sinemasının önde gelen yönetmen, senarist ve yapımcısı; Nar Bilim Kültür ve Sanat Derneği – Gaziantep’te farklı halkların ve dinlerin bir arada yaşadığı tarihsel bağlamda, savaşların ve adaletsizliklerin aşılması ile insan haklarının geliştirilmesine yönelik sanatsal faaliyetler yürüten dernek.
Bunların yanı sıra listede şu isim ve kurumlar da yer almaktadır:
Murathan Mungan (Barış İçin Aydınlar girişimi imzacısı yazar), Feyyaz Yaman (Karşı Sanat), Zin Kolektif, Kürt Edebiyatçılar Derneği (Kürt dili, kültürü ve edebiyatını korumak ve geliştirmek için çalışmalar yapan yazarlar birliği), Şano Ar Batman (Batman’da Kürt tiyatrocular tarafından kurulan, Kürtçe oyunlarıyla Antep ve İstanbul Şişli’de yasaklamalara maruz kalan tiyatro ekibi), Apaçık Radyo (RTÜK tarafından yayın lisansı iptal edilen Açık Radyo’nun internet radyoculuğu), Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi, Kadir Çat (seslendirdiği “Kemal Pir” parçası nedeniyle gözaltına alınan Kürt sanatçı), Nur Sürer.
Ezilen Halkların ve İnanç Topluluklarının Demokratik Örgütlenmeleri
Emek Partisi, farklı inanç ve kimliklere sahip toplulukların kendi örgütlenmeleri aracılığıyla barış sürecine katılmasının, eşit yurttaşlık ve demokratik çözüm açısından hayati olduğunu vurguluyor. Bu kapsamda, uzun yıllardır ayrımcılığa, kültürel asimilasyona ve inanç özgürlüğü ihlallerine karşı mücadele eden örgütlerin komisyona davet edilmesi öneriliyor.
Öne çıkanlar arasında; DEDEF (Dersim Dernekleri Federasyonu) – Dersim halkının tarihsel, kültürel ve inançsal haklarının korunması ve görünür kılınması için faaliyet yürüten federasyon; Pir Sultan Abdal Kültür Derneği – Alevi kimliğinin, kültürünün ve inanç özgürlüğünün savunusu için uzun yıllardır mücadele eden dernek; Alevi Bektaşi Federasyonu – Türkiye genelinde Alevi örgütlenmelerini bir çatı altında toplayarak eşit yurttaşlık ve laiklik mücadelesi yürüten federasyon.
Bunların yanı sıra listede şu örgütler de yer almaktadır:
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Derneği, Romani Godi (Roman halkının kültürel ve sosyal haklarını savunan bir oluşum).