Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını açıkladı

Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını açıkladı

Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını açıkladı

Emek ve Demokrasi İttifakı yol haritasını İstanbul’da binlerin katıldığı halk buluşmasında açıkladı.

Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) tarafından kamuoyuna deklare edilen Emek ve Özgürlük İttifakı, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği görkemli halk buluşmasıyla yola çıktı.

Buluşmaya ittifak partilerinin başkanları ve eş genel başkanları, sözcüleri, temsilcileri, milletvekilleri ve binlerce yurttaş katıldı.

Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını açıkladı

Erken saatlerden itibaren coşkulu bir havanın hakim olduğu salona kadınlar, gençler, işçiler ve muhalefetin birçok farklı kesiminden katılımcılar halaylarla, sloganlarla giriş yaptı.

65 gündür gasp edilen hakları için mücadele eden ETF Tekstil işçileri ve Deriteks Sendikası, “Sanem Dikmen İşçiye Borcunu Öde” pankartıyla salona yürüdü. İşten çıkarılan İBB işçileri de salonda sloganlarla “İşimizi geri istiyoruz” pankartı açtı.

İstanbul’da Adalet Nöbeti eylemlerini sürdüren tutuklu yakınları ile Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, üzerinde “Hasta tutsaklara özgürlük” yazılı önlüğüyle kortej halinde etkinliğe katıldı.

İttifak bileşeni partilerinden Emekçi Hareket Partisi Sözcüsü Özge Akman, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar, Sosyalist Meclisler Federasyonu Dönem Sözcüsü Barış Kayaoğlu, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Toplumsal Özgürlük Partisi Sözcüleri Perihan Koca ile Juliana Gözen salona birlikte giriş yaptı.

Halkların Demokratik Partisi bileşenlerinden Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Ezilenlerin Sosyalist Partisi Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Sosyalist Kadın Meclisi Sözcüsü Çiçek Otlu, Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Esengül Demir, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, SODAP Eş Sözcüleri Kezban Konukçu ve Sezgin Kartal, SYKP Eş Genel Başkanları Canan Yüce ve Cavit Uğur, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Ayşe Erdem ve İbrahim Akın da salonda yerlerini aldı.

Mor Dayanışma, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Hevi LGBTİ+ Derneği, Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPod), Sosyal Araştırma Vakfı, DİSK Basın-İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Esnaf Platformu, Güneydoğu Dernekleri Federasyonu, Şirvan Dernekleri Federasyonu, ADAM-DER, Koçgiri Kültür Derneği, İmranlı-DER, Dersim Dernekleri Federasyonu, KAYDER, UİD-DER, Güneydoğu Dernekleri, Trakya Hakkarililer Derneği, Van Dernekler Federasyonu, İnşaat-Sen, Tüketici Koruma Derneği, Validebağ Savunması, Kazdağları İstanbul Dayanışması, Suruç Aileleri İnisiyatifi, Hakkari Gönüllüleri Derneği de buluşmaya katıldı.

Salonda üzerinde “Demokrasi”, “Özgürlük”, “Eşitlik”, “Kadın”, “Emek”, “Barış”, “Doğa”, “Gençlik” yazan dövizler dikkat çekti.

Kongre merkezinin giriş kısmında Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bayrakları dizilirken, salonda sahnede bulunan dev ekranda ise ittifak bileşenlerinin logolarının olduğu jenerik gösterildi.

Salona ayrıca Türkiye’nin muhalif neredeyse bütün siyasi renkleri hakimdi. Sinevizyon gösteriminin yapıldığı etkinlikte ittifakın yol haritası olarak kabul edilen deklarasyon metni okundu. Ardından ittifak partilerinin başkanları, eş genel başkanları, temsilcileri ve sözcüleri konuştu. Konuşmacılar, şunları söyledi:

Emekçi Hareket Partisi: Seni başkanlıktan göndereceğiz

Emekçi Hareket Partisi Sözcüsü Özge Akman, konuşmasında şunları belirtti:

Değerli dostlar, herkese merhaba. Her mücadeleye koşan, güzel ve güneşli günleri umut etmekten hiç vazgeçmeyen, bugün bu salonu dolduran ve mücadelenin her alanında emek veren tüm dostlar; güzel ve fedakâr insanlar, öncelikle hepiniz hoşgeldiniz. Emek ve Özgürlük İttifakımıza ışık getirdiniz. Emek ve Özgürlük İttifakımıza nefes getirdiniz. Emek ve Özgürlük İttifakımıza güç getirdiniz. Sağ olun, var olun.

Arkadaşlarımız az önce programımızın çerçevesini ifade ettiler. Aslında ittifakımız kendisini ismiyle de anlatan bir ittifak. Üç temel kavram üzerinden yola çıkıyoruz. Emek için yola çıkıyoruz, özgürlük için yola çıkıyoruz, barış için yola çıkıyoruz.

Emek için yola çıkıyoruz

Bugün ülkede mevcut ekonomik yapı her birimizi büyük bir zorluğun içinden geçiriyor. Dış borcun batağına düşmüşüz, her konuda dışa bağımlılığın batağına düşmüşüz, gelen ucuz kredilerle her yeri betonlaştırmanın batağına düşmüşüz. Ülkenin ekonomik gidişatının sonuçlarını insanlar nasıl yaşıyor diye baktığımızda bunun yalnızca enflasyon, yoksulluk, işsizlik olarak bu yurttaşlara döndüğünü görüyoruz. Hiç tesadüfi değil. Bu ekonomik politikaların sonucu olarak enflasyon, yoksulluk ve işsizlikte rekor üzerine rekor kırıyoruz. Enflasyonumuz bugün, sıcak savaş halindeki ülkelerden bile daha yüksek. Bu konuda dünya beşincisiyiz. İnsanlarımız yaşadığı yoksulluğu tarif etmeye bile gerek yok.

Bu ülkede insanlar eğer ekmek almakta bile zorluk yaşıyorsa, tarım ve gıda üretimi alanlarında kamulaştırmalar, büyük kamu yatırımları yapmalıyız demektir. İnsanlarımız elektrik faturasını ödeyemediği için karanlıkta oturuyorsa, enerji sektörünü kamulaştırmamız ve kamusal yatırımlar yapmamız gerekiyor demektir. İnsanlar, sağlık hakkına ulaşmak için hastane kapılarında inim inim inliyorsa sağlığı kamulaştırmamız ve büyük kamu yatırımları yapmamız gerekir. Neden mi? Çünkü bu ülkede ve dünyada özel sektörün insafına bırakılmış olan temel ihtiyaçlarımızı bize nasıl büyük zorluklarla döndürdüklerini gördük. Temel ihtiyaçlar özel sektörün insafına bırakılamaz.

Emek için, emekçinin hakkı için yola çıkıyoruz

Biz aynı zamanda emekçinin hakkı için de yola çıkıyoruz. Bu ülkenin çalışma bakanı diyor ki “TOKİ’den aldığınız evlerin aylıklarını fazla mesai yaparak ödersiniz.” Bu ülkede işçi sınıfının fazla mesai yapacak halimiz mi kalmış? Zaten günde 12-13 saat çalışıyoruz. İşte buna son vermek için yola çıkıyoruz. İşçi sınıfı günde yedi saat çalışacak. Sadece yedi.

Bu ülkede bir açlık sınırı var. Bugünkü rakamıyla 6.890 TL. Bir de asgari ücret var bu ülkede. Mevcut açlık sınırının 1.390 TL gerisinde. İşte bu utanç rakamlarını ortadan kaldırmak için yola çıkıyoruz. Asgari ücret denen rakamın insanca yaşam koşullarının bu denli gerisinde olduğu utanç tablosunu ortadan kaldırmak için yola çıkıyoruz. Eğer her ay enflasyon böyle artıyorsa, işçi sınıfının ücretlerine de her ay zam yapılacak. İşte bunun için de yola çıkıyoruz.

Hani şair diyor ya “tek bir başak tanesi bile susuz kalmayacak” diye, tek bir işyeri bile bundan böyle sendikasız kalmayacak.

Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını açıkladı

Özgürlük için ve barış için yola çıkıyoruz

Biz aynı zamanda Özgürlük ve barış için de yola çıkıyoruz

Geçtiğimiz yerel seçimlerde sevgili Demirtaş “bağrınıza taş basın oy verin” demişti. Oylarını aldı o seçilenler. Hani dönüp de tek biri bile bir kez sormadı ya “Neden Kürt halkı bağrına taş bastı? diye, biz diyoruz ki  Kürt halkına bağrına neden taş bastığını sormak için yola çıkıyoruz. Diyoruz ki barış olacak, diyalog olacak, diyoruz ki müzakere olacak. Kürt halkının sorunlarını adil ve demokratik bir şekilde çözeceğiz. Biz çözeceğiz. Kürt halkının bağrına, Kürt halkının kalbine yerleşmenin yolu ancak ve ancak budur.

Seni başkanlıktan göndereceğiz

Büyük mücadeleler veriyoruz, büyük deneyimlerden geliyoruz. Tek tek yürüdüğümüz, mücadele ettiğimiz bu alanların yenilmemesi için ne yapmalıyız?

Bak biz emekçiyiz, yoksuluz; bak biz kadın cinayetlerine kurban gidiyoruz; bak Alevi halkımız eşit yurttaş sayılmıyor; gökkuşağı bayrağımızı yasaklıyorlar; derelerimizi kurutuyorlar, ağaçlarımızı kesiyorlar. Biz özgürlükleri de kapsayan laiklik için mücadele ediyoruz. Bu büyük mücadeleleri veriyoruz. Demek ki birbirimize sarılmalıyız, birbirimize kenetlenmeliyiz. demek ki ortak mücadelemizi daha da fazla büyütmeliyiz.

Bu tek adam rejimi, bu otoriter düzen bizim sesimizi boğmaya, her seferinde daha fazla sıkıştırmaya çalışıyor. Böyle devam etme niyetindeler belli ki. Ama bizim böyle gitmeye hiç mi hiç niyetimiz yok. Kabul etmiyoruz bunların o otoriter rejimini.

Yine sevgili Demirtaş bir önceki seçimlerde “seni başkan yaptırmayacağız” demişti bunların otoriter rejiminin sözcülerine. Şimdi de biz diyoruz ki “seni başkanlıktan göndereceğiz.”

Bu sefer davamız divana kalmayacak

Biz bu anlattıklarımızı bu söylediklerimizi kimseye tavsiye etmiyoruz. Biz artık birleştik, bu ortak mücadeleyi büyütüyoruz, alternatif biziz. Bu söylediklerimizin her birini bizzat kendimiz yapacağız. Ülkeyi yoksulluğa ve karanlığa sürükleyenleri göndereceğiz. Her biri, bir kuru dal ağaçtan kopar gibi düşecekler, güzel ve güneşli günler göreceğiz, halkımızın yüzü gülecek. Ve sevgili dostlar bu defa, davamız divana kalmayacak.

Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını açıkladı

Emek Partisi: Birlikte kazanacağız, halklar kazanacak!

Emek Partisi Başkanı Ercüment Akdeniz, şunları vurguladı:

Siyasi partilerimizin değerli temsilcileri, sendikalarımızın başkan ve yöneticileri, ETF işçileri, İBB işçileri, Türkiye işçi sınıfı hepinize selam olsun. Hoş geldiniz. Gezi anneleri, barış anneleri, doğa savunucuları, hepiniz hoş geldiniz. Hoş geldiniz gençler, hoş geldiniz kadınlar. Yürüyüşümüz başlıyor.

Kalbimizin yarısı buradaysa yarısı İran’dadır

Kalbimizin yarısı burdaysa yarısı İran’dadır. Otokratik rejime karşı baş kaldıran kadınların özgürlük mücadelesindedir. Ma be mobareze beraye azadi zanan ve merdome İran durud mifrestim. Zende bad hambastegi anternasyonal.  Zan Zendegi Azadi. (İran’daki kadınların ve halkın özgürlük mücadelesini selamlıyoruz. Yaşasın enternasyonal dayanışma. Kadın, yaşam, özgürlük.”) İran’a enternasyonal dayanışma duygularımızı gönderiyoruz.

Ne tek adam yönetimi ne restorasyoncu hükümet

Deklarasyonumuzu ortaya koyduk. Çok zorlu bir çalışmaydı, bugüne getirdik. Ne tek adam yönetimi diyoruz ne “restorasyoncu” hükümet diyoruz. Halkımız kötünün iyisine değil iyinin en iyisine layıktır, onun için geliyoruz. İki kutuplu burjuva siyasete hayır diyoruz. Meydan boş değil, biz geliyoruz. Emek geliyor, özgürlük geliyor, halkın ittifakı geliyor. Bu daha başlangıç, yürüyoruz. Yolumuz uzun, yolumuz zorlu. Buradan bütün sosyalist partilere, sol ve demokratik, ilerici çevrelere sesleniyoruz: Gelin birleşelim. Öyle uzaktan ‘‘biz dayanışma içindeyiz’’ demekle olmaz. Halk birleşin diyor, birleşelim.

İşçilere, sendikalara, emek ve meslek örgütlerine sesleniyoruz. Çağrı yapıyoruz. “Siyasi partiler bir masada ittifak yapsınlar biz geliriz” demeyin. İşçi sınıfı, emekçiler bu ittifakın merkezindesiniz, buyurun gelin birlikte örgütleyelim.

Aydınlara, yazarlara, sanatçılarımıza sesleniyorum. Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı arasındaki gri bölgede titrek durmayın. Gelin Türkiye’nin önünü açalım. Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alın.

Solcuyum, sosyalistim diyen; bu ülkenin geleceğini düşünenlere sesleniyoruz. İlkelerimiz ortada. Ne diyoruz? Eşitlik, özgürlük, bağımsızlık, anti emperyalizm, laiklik, sınıf mücadelesi, işçi-emekçi cumhuriyeti. Var mı bundan ötesi? Buyurun gelin. Öyle emperyalizm demekle olmuyor. Emperyalizm diyecekseniz Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nı tanıyacaksınız. Sosyalistiz diyecekseniz, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam sehpasında yaptığı gibi “Kahrolsun Emperyalizm!” diyeceksiniz. Ama onunla da yetinmeyeceksiniz, “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi!” diyeceksiniz. Öyle kenarından kıyısından Kürt halkını görmeden demokrasi ve özgürlük gelmez, sosyalizm hiç gelmez. Buyurun gelin birlikte yürüyelim.

Hep birlikte kazanacağız

Değerli arkadaşlar bizim bir umudumuz var, bir düşümüz var. Biz çocuklar okula gittikleri zaman yanındaki çocuğun beslenme çantasına bakıp gözlerinin yaşarmadığı bir Türkiye rüyası görüyoruz. Biz işçi annenin, babanın çocuklarını okula gönderirken beslenme çantasında ne var diye düşünmediği bir Türkiye’ye yürüyoruz. Bunun için birleştik. Biz gündüzlerinde işsiz gezilmeyen, gecelerinde aç yatılmayan bir Türkiye istiyoruz. Bunu hep birlikte başaracağız. Birlikte başaracağız, birlikte kazanacağız. Türkiye işçi sınıfı kazanacak, halk kazanacak; Türk halkı kazanacak, Kürt halkı kazanacak, Ortadoğu halkı kazanacak, halklar kazanacak.

Halkların Demokratik Partisi: Demokrasinin önündeki tüm kilitleri hep birlikte açmaya geliyoruz

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, şunların altını çizdi:

Gelê me yê heja gelê me ciwan ez we hemûyan birêzdarî slav dikim hun ser seran serçavan hatine. Sevgili yoldaşlar, değerli dostlar hepinizi partim adına saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Bir selamı da yüreğimizin yarısının orada attığı Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere cezaevlerine ve oradaki bütün arkadaşlarıma gönderiyorum. Hasta tutsaklar adına Sevgili Aysel Tuğluk’a sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum. Bugün demokrasi için önemli bir gün. Farklılıklarımızla, coşkumuzla, kararlılığımızla ve çözüm gücümüzle gümbür gümbür geldiğimizi gösterdiğimiz önemli bir gün. Kutlu olsun, hayırlı olsun. Değiştirmeye geliyoruz, yeni bir başlangıç yapmaya geliyoruz. Demokrasinin önündeki tüm kilitleri hep birlikte açmaya geliyoruz. Hedefimiz gerçek demokrasi, yolumuz 3’üncü Yoldur. Çözüm için gerekli olan irade de coşku da kararlılık da bizdedir, bu salondadır, sizlerderdir, hepimizdedir. Çünkü yolumuz Mahirlerin, İboların, Mazlumların, Musa Anterlerin, Mehmet Sincarların, Deniz Poyrazların yoludur. Mirasımız Seyit Rızaların, Denizlerin idam sehpalarındaki dik ve onurlu duruşudur. Yeni zaferimiz 7 Haziranlar kadar yakındır.

Çözüm de çözüm gücü de biziz

İddiamız da hedefimiz de büyüktür. Dolayısıyla yürüyüşümüz de çok büyük olacaktır. Savaşların değil barışın hakim olduğu bir toprak, bir coğrafya yaratmak için geliyoruz. Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesi için geliyoruz. Kanayan tüm yaralarımızı sarmak için onarıcı bir adaleti hayata geçirmek için geliyoruz. Toprağımızı, suyumuzu, ağaçlarımızı talandan kurtarmak için geliyoruz. Ve güzel sabahlara güneş olmak için hep birlikte yola çıktık geliyoruz. Rant ve yolsuzluk kanallarını kapatmak için geliyoruz. Emine annenin, Çorlu annelerinin, Roboski ailelerinin, Soma ailelerinin, Cumartesi Annelerinin, Barış Annelerinin haykırdığı adaleti yaşanır bir hale getirmek için geliyoruz. Kadınlar için geliyoruz, saçı göründüğü için katledilen Mahsa Amini’ye can olmak için geliyoruz. Gençlerin özgürlüğü için geliyoruz. Gençlerin yarınları ve geleceği için geliyoruz. Sevgili işçiler sizler için geliyoruz. Sevgili emekçiler sizler için geliyoruz. Kayyım rejimini darbeler mezarlığına gömmek için geliyoruz. Çözüm de çözüm gücü de biziz. Bizim hikayemiz güzel ve aydınlık günlerle buluşma hikayesidir. Hoş geldin demokrasi, adalet ve barış demek için günler yakındır. Yolunuz ve yolumuz açık olsun.

Bir araya geldik, büyük bir yürüyüşü başlatıyoruz

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar şunları söyledi:

Sevgili yoldaşlar, değerli dostlar, emek ve barış sevdalıları, özgürlük ve demokrasi tutkunları hepiniz hoş geldiniz, hepinizi yürekten selamlıyorum. Bugün güzel bir gün. Güzel olmakla kalmıyor, tarihi günlerimizden biri. Mücadele yolculuğumuzun önemli dönemeçlerinden biri. Kürt halkının demokratik siyasal birikiminin, mücadele birikiminin Türkiye halklarının iradesiyle buluştuğu yeni bir evrenin başladığı gün. Hayırlı olsun, kutlu olsun hepimize. Bu ülke on yıllardır savaş politikalarıyla, sömürü düzeniyle, talan ve yalanla yönetiliyor. Şimdi biz savaşa karşı barışı, sömürüye karşı eşitliği ve onuru, talana karşı adaleti, yalana karşı hakikati savunmak için birleştik, bir araya geldik ve büyük bir yürüyüşü başlatıyoruz.

Geleceği aydınlık bir düzenle biz inşa edeceğiz

Bu yürüyüş; emek ve özgürlük, demokrasi ve barış, adalet ve hakikat yürüyüşüdür. Bu yürüyüşü büyüteceğiz, büyütmek bizim bu ülkenin halklarına karşı tarihi sorumluluğumuzdur. Bu birliktelik şimdi bir direniş ortaklığı, her türlü zulme, zorbalığa, sömürüye, savaşa karşı mücadele ortaklığıdır ama büyüyecek, genişleyecektir. Bu birliktelik geleceğin kurucu gücü haline gelecektir. Geleceği biz kuracağız; bu ülkenin halkları için, emekçileri için, sömürülen, ezilen, dışlanan bütün insanları için, gençleri için, kadınları için yürüyüşümüzü büyüteceğiz ve geleceği aydınlık bir düzenle birlikte inşa edeceğiz. Bundan şüphemiz olmasın. Büyümek zorundayız. Herkesi buraya davet ediyoruz. Adalet, demokrasi, barış, eşitlik, emek diyen herkes buraya gelsin, bu yürüyüş büyüsün. Yolumuz açıktır. Riya me vekirî be.

Sosyalist Meclisler Federasyonu: Emek ve Özgürlük İttifakı politik görevler ve ihtiyaçlar zemininde atılmış önemli bir adımdır

Sosyalist Meclisler Federasyonu Dönem Sözcüsü Barış Kayaoğlu, şunları ifade etti:

Değerli dostlar, sevgili yoldaşlar; emekçi, direngen, mücadelesi yoldaşlarım hepiniz hoş geldiniz, güç verdiniz. Merhaba yoldaşlar. Hepimizin bildiği gibi AKP-MHP iktidarı başta olmak üzere bir bütün burjuva egemenlik sistemi karşısında geniş halk kitlelerini birleştirmek, somut demokratik kazanımlar yaratmak ve önümüzdeki sürecin ortaya çıkaracağı avantajlı ve dezavantajlı siyasal zemini doğru okuyarak siyasal konum almak ve devrimci temelde hazırlık yapmak günün tayin edici politik görevlerinden biridir. Emek ve Özgürlük İttifakı bu politik görevler ve ihtiyaçlar zemininde atılmış önemli adımlardan birini ifade etmektedir.

‘Başkanlık sistemi’ ve ‘parlamenter sistem’ ikilemine hapsedilmeyi reddediyoruz

İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, LGBTİ+’lar; Kürt halkı başta olmak üzere ezilen uluslar, Aleviler, Lazlar, Çerkezler yani emekten, özgürlükten ve adaletten yana olanları, geniş halk yığınlarını, adaletsiz ve burjuva yönetim biçimi olan ‘başkanlık sistemi’ ve ‘parlamenter sistem’ ikilemine hapsetmeye çalışıyorlar. Ve çözümü sadece ve sadece buralardan arayan her iki anlayışı Emek ve Özgürlük İttifakı olarak reddediyoruz.

Toplumsal mücadele cephesinde önemli kazanımlardan biri olan Emek ve Özgürlük İttifakı’nı büyütmek ve geniş halk yığınlarında, somut maddi bir güce dönüştürmek önümüzdeki başlıca görevlerden biridir. Bu anlayışla işçi sınıfı ve emekçiler başta olmak üzere, tüm ezilenleri, kadınları, gençleri, LGBTİ+’ları Emek ve Özgürlük İttifakı etrafında birleşmeye ve toplumsal mücadeleyi birlikte yükseltmeye davet ediyoruz.

Bugün AKP/MHP  iktidarı ve bir bütün burjuva egemenlik sistemine karşı ortak mücadeleyi yükseltmeye geldik. Bugün; AKP/MHP  iktidarı ve bir bütün burjuva egemenlik sistemine karşı ortak mücadeleyi yükseltmeye geldik. Bugün; Her türden eşitsizlik, adaletsizlik ve haksızlığa karşı eşitliği, adaleti ve özgürlüğü haykırmaya geldik. Bugün; açlığa, yoksulluğa, sefalete ve zamlara karşı öfkeyi ve mücadeleyi kuşanmaya geldik. Bugün; Sermayenin emek sömürüsüne, grev yasaklarına, işten çıkarmalara ve kölelik dayatmasına karşı emeğin kurtuluşunu örgütlemeye geldik. Bugün; Faşizme karşı direnişi ve anti faşist mücadeleyi yükseltmeye geldik. Bugün; Kürt ulusu ve Aleviler başta olmak üzere ezilen ulus, milliyet ve inançlar üzerindeki her türden baskı, asimilasyon, inkar ve katliamlara karşı ezilen halkların birliğini ve tam hak eşitliği mücadelesini haykırmaya geldik. Bugün; kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik baskıya, şiddete, nefret diline ve katliamlara karşı öfkemizi haykırmaya ve ezilen cinslerin kurtuluş mücadelesini büyütmeye geldik. Bugün; kapitalist ve gerici eğitim sistemine karşı eşit, bilimsel, anadilde eğitim, demokratik-özerk Üniversite için; ücretsiz, erişilebilir, nitelikli barınma hakkını savunmaya geldik. Bugün; kapitalist talan, rant ve yıkıma karşı doğamıza ve geleceğimize sahip çıkmaya geldik. Biz bugün; faşizmin zindanlarında her türlü saldırıya karşı umudu, direnci ve kavgayı bayraklaştıran, karanlık zindanları direnişleriyle aydınlatan devrimci tutsakların sesine ses olmaya geldik. Bugün; Kapitalist sömürü sistemine karşı işçi sınıfı ve emekçilerin iktidarını yani sosyalizm bayrağını yükseltmeye geldik. Bugün artık sermaye partileri içinde tercih yapmaya mecbur olmadığımızı haykırmaya geldik. İşta alın size alternatif emek ve özgürlük ittifakı. Ve bizler kendimizi, ülkemizi, ekonomimizi yönettiğimiz; kendi kaderimizi kendimizin çizdiği; söz, yetki, kararın işçi, emekçi ve ezilenlerde olduğu bir yaşamı örmeye geldik. Unutmayalım ki iktidar, ancak doğruda ısrar ederek onu almak cesaretini gösterenlere verilir. Bu cesaret Emek ve Özgürlük İttifakın’da var. Buna inanıyoruz. Bunu başarabiliriz. Zemin buna müsait ve her şey buna uygun!

Mücadelemizin harcı olan bütün ölümsüzlerimizi saygıyla anıyoruz

Mücadelemizin mayası ve  üzerinde kendimizi var ettiğimiz, tarihsel köklerimize, birikimlerimize ve kazanımlarımıza yaslanarak ve öğrenerek geleceği kazanabiliriz. Bu vesileyle Paramazlardan Mustafa Suphilere, Deniz Gezmişlerden, Mahir Çayanlara İbrahim Kaypakkayalara ve Mazlum Doğanlara uzanan, yoğun emek ve bedellerle bugünlere taşınan özgürlük, kurtuluş ve mücadelemizin harcı olan bütün ölümsüzlerimizi sizlerin huzurunda bir kez daha saygıyla anıyoruz. Çıktığımız bu yolda hepimize başarılar diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tarihi izlemeye değil yeniden yazmaya geldik

Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, şunları belirtti:

Kardeşler, merhaba! Hepinizi Türkiye İşçi Partisi adına, devrimciliğimizin olanca ateşiyle selamlıyorum. Hoş geldiniz. Emek ve özgürlük İttifakı’mızı oluşturan partilerimizin üye ve yöneticilerini, bizi yalnız bırakmayan dostlarımızı; eşit ve onurlu bir yaşamda inat eden, zulme, baskıya ve yoksulluğa baş kaldıran siz değerli yol arkadaşlarımızı sevgiyle selamlıyoruz.

Kardeşlerim, benden önce konuşan değerli yol arkadaşlarım, bugün burada ilan ettiğimiz ittifakın tarihi önemine ilişkin epey şey söylediler. Elbetteki bu tarihi önemin farkındayız, belki bunu biraz daha geliştirmek istiyorum izninizle.

Bize bir şey dayatılıyor kardeşler, Türkiye’de tarihsel bir kırılma yaşanırken, bölgemizde tarihsel bir kırılma yaşanırken; işçiler, gençler, kadınlar, Kürtler, Aleviler siz sadece izleyebilirsiniz diyorlar. Sadece destek olabilirsiniz, sadece alkışlayabilirsiniz.

Biz bunu reddetmeye geldik. Biz buraya tarihi izlemeye değil, tarihi yeniden yazmaya geldik. Tarihi ve geleceği ellerimizle yazmaya geldik.

Bu toprakların en köklü ittifakıyız

Bizim ittifakımız halkın izleyici değil müdahil olacağı, özne olacağı bir sürecin adımlarını atıyor. Ama tarih demişken bir şeyi eklemezsem eksik kalacak. Bugün burada bir ittifakı ilan ediyoruz. Dışarıdan bakanlar diyebilir ki, Türkiye’de artık yeni bir ittifak daha var. Oysa unutulmaması gereken bir şey var: Biz Türkiye’nin en yeni ittifakı olabiliriz ama bu toprakların en köklü ittifakımız. Bizim ittifakımız 1960’larda TİP’in doğu mitingleriyle başlamış, 12 Mart idam sehpalarında “Yaşasın Türk ve Kürt halkının kardeşliği” diyen Deniz Gezmişlerle başlamış. 12 Eylül zindanlarında faşist cuntaya karşı direnişle kurulmuş bir ittifaktır bizim ittifakımız. 1990’lı yıllarda yargısız infazlara, köy yakmalara, köy boşaltmalara karşı Cumartesi Anneleri kurdu bizim ittifakımızı.

Doğrudur, tarihin akışında zaman zaman fiziken ayrı düştüğümüz anlar olmuştur ama acılarımız her zaman ortaktı. Yüreklerimiz her zaman birlikte atıyordu. O yüzden bugün burada Türkiye tarihinin en köklü ittifakını birlikte ilan ediyoruz.

AKP’yi, Recep Tayyip Erdoğan’ı sandığa gömecek ittifak biziz

Kardeşlerim sesimizin ulaştığı herkese söylüyorum artık AKP ve MHP’den, bu faşist bloktan, bu saray iktidarından kurtulmak üzereyiz. Halkımızın çok geniş kesimlerinin bu duygu düşüncelerle, bu heyecanla bizi takip ettiğini biliyoruz. Şunu da elbette ki görüyoruz, halkımızın bir kısmı 20 yıllık ceberrut iktidardan kurtulmanın heyecanını yaşarken, elbette “acaba mı” sorularını soruyor ve kaygılar yaşıyor. “Acaba mı” diye soran tüm yurttaşlarımıza sesleniyorum. Emek ve Özgürlük İttifakı saray rejimine karşı mücadelenin en kararlı gücüdür.

Bizler bu ittifakı oluşturanlar, ülkemizin halkımızın bu iktidardan kurtulması için bedeli ne olursa olsun mücadeleyi göze almış insanlarız. Biz Gezi’nin en güzel çocuklarının yoldaşlarıyız. Biz Suruç’ta, 10 Ekim katliamlarında IŞİD barbarlarına teslim olmayanlarız. Biz kentleri bombalanan, seçilmişleri esir alınan, her gün her saat bu ikitdarın baskısına, zorbalığına, hukuksuzluğuna karşı yarım adım bile geri atmayanların temsilcisi olmaya çalışıyoruz.

Dost, düşman herkes bilsin bundan sonra aynı kararlılıkla ve mutlaka çok daha güçlü olarak bu mücadeleyi büyüteceğiz ve bu kavga sonuna kadar devam edecek. Yarım adım geri atmayacağız.

Kardeşlerim, bizim bir farkımız var. Biz kurtarıcı beklemeyenlerin ittifakıyız. Biz bu ülke kurtulacaksa ancak halk birleşirse kurtulur diyenlerin ittifakıyız. Biz buradan bir kez daha teyit ediyoruz ve söz veriyoruz. AKP’yi, Recep Tayyip Erdoğan’ı sandığa gömecek ittifakız biz. Sandığa gömeceğiz. Yetmez, sandığa gömmekle yetinmeyeceğiz. Bir daha ülkemizin başına böyle belalar gelmesin diye onları ve zihniyetlerini tarihe gömecek ittifakız biz.

Sülale devrini bitireceğiz. Biz kazanacağız, halk kazanacak!

Kardeşlerim sözlerimi bitirirken teker teker buradaki her yoldaşıma ve sizlerin aracılığıyla sesimizin yetiştiği tüm yurttaşlara çok yakında yaşanacak bir değişimi birlikte hayal etme çağrısı yapıyorum. Birlikte düşünelim. Muhtarlıklardan tapu dairelerine, bütün devlet kurumlarına astıkları o Tayyip Erdoğan resimlerini el birliği ile indirdiğimiz günlerin hayaliyle hareket edelim.

Mesela kardeşlerim o kaçak saray var ya Ankara’daki, hadi hep beraber hayal edelim, o kaçak sarayı utanç müzesi yapmışız ve çocuklarımızı gezdiriyoruz. Bu ülke tarihinde nasıl rezaletler yaşandığını ve bir diktatörü nasıl devirdiğimizi çocuklarımıza anlatıyoruz.

Hep birlikte kardeşler, şunun hayalini kuruyoruz: Geride kalan dönemde gece yarıları resmi gazetede gelen felaket haberlerini takip etmiş olanlar olarak söylüyoruz. Mesela İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar yürürlüğe girdiğini, hukuksuzca KHK ile işten atılanların işlerine iade edildiği, KYK borçlarının silindiğini yazan resmi gazeteyi hayal edelim. Sürgün edilen kardeşlerimizin hep beraber ülkeye döndüklerini hayal edelim. Kadınların istedikleri her yerde, her zaman istedikleri gibi gezecekleri bir ülkeyi hayal edelim. Çocukların açlık nedir bilmediği, emeklilerin cefa değil sefa sürdüğü bir memleketi hayal edelim. Diyarbakır’da horon, Karadeniz’de zeybek, Ege’de çiftetelli, Trakya’da halay çektiğimizi hayal edelim.

Son hayalimizde bir iş bölümü yapalım. Bir kısım arkadaşımız Edirne Cezaevi’ne bir kısım arkadaşımız Bakırköy Cezaevi’ne, bir kısmı Silivri’ye, bir kısmı Amed’e ülkenin bütün zindanlarındaki arkadaşlarımızı almaya gittiğimizi hayal edin. Onları çıkarmaya gideceğiz. Kardeşler o adını değiştirdikleri Silivri’ye bir kez daha gideceğiz. Sincan’a bir kez daha gideceğiz, halk düşmanlarının yargılanmasını izlemeye gideceğiz. Şahitlik etmeye gideceğiz, hesap sormaya gideceğiz. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Yolumuz açık olsun, sülale devrini bitireceğiz. Biz kazanacağız, halk kazanacak!

Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını açıkladı

TÖP: Son derece tarihsel bir dönemde halkın yegane seçeneği olan ittifakımız için bir araya geldik

Toplumsal Özgürlük Partisi Sözcüleri Perihan Koca, şunları vurguladı:

Yaşasın devrim ve sosyalizm. Değerli dostlar değerli kardeşler, sevgili yoldaşlar, herkese merhabalar.  TÖP adına emek ve özgürlük ittiafkını kurucu sorumluluğunu üstlenmenin onuruyla, gururuyla, umutla güçle neşeyle coşkuyla saygı ve sevgiyle her birini yürekten selamlıyorum; hoş geldiniz, güç verdiniz, onur verdiniz. Değerli kardeşlerin halkçı bir seçeneğin inşası demokratik bir Türkiye’nin kuruluşu için son derece tarihsel tayin edici bir dönemin eşiğinde halkın yegane seçeneği olan ittifkımızın kuruluşu için bir araya geldik. Emek ve özgürlük ittifakı kutlu olsun yoldaşlar. İttifakımızı işçilerle emekçilerle kadınlarla gençlerle lgtbt alevilerle kürtlerle bu gidişat böyle gitmez diyenlerle bu memleketin her bir öznesiyle bir olarak, birlik olarak biz olarak halklaşarak kuruyoruz yoldaşlar. Kutul olsun.

Bir avuç azınlık dışında kimse güvende değil

Hepimiz biliyoruz görüyoruz yaşıyoruz. Ülkemiz bir yol ayrımında adeta bir mayın tarlasında yaşıyoruz. Görüyoruz memleket yangın yeri memleket kan ağlıyor. Devasa bir yıkım ve yıkımla karşı karşıyayız. Ekonomi krizde, devlet krizde, siyaset krizde, toplum krizde. Çünkü memleketi boğazına kadar pisliğe batırtılar. Memleketi mafyalarıyla çeteleriyle, yobazlarıyla, dinbazlarıyla, para babalarıyla boğazına kadar suça batırdılar. kendi  bekaları için halka karşı savaş ilan ederek adım adım memleketi faşizme doğru sürüklüyorlar. görüyoruz kardeşler, bir avuç azınlık dışında hiçbirimiz güvende değiliz. Çünkü bu suç düzeninde, bu yağma düzeninde iş yok, ekmek yok, aş yok. Çünkü bu saltanat düzeninde barış yok, eşitlik yok, adalet yok, özgürlük yok.

Halkımızı kötünün iyisine evheni şere mahkum etmeyeceğiz

Hal böyle iken kardeşler, birileri de kürsülere çıkıp sabredin diyor. Seçimi bekleyin aman ha sandığı bekleyin diyor. Bu halka halksız bir demokrasi vaadediyorlar. Bizim bu masallara da bu yalanlara da sahte umutlara da karnımız tok. Halkımızı kötünün iyisine bir ehveni şere mahkum etmeyeceğiz. çünkü değerli kardeşler biz halkın ittifakıyız, biz emek ve özgürlük ittifakıyız. Bizler ekmeği ve onuru için direnen işçileriz, üreten emekçileriz. çiftçileriz, susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz diyen kadınlarız. Hakları ve özgürlükleri için mücadele eden gençleriz, neredesin aşkım diye mücadele eden karanlığa ve nefrete karşı mücadele eden LGBTİ+’larız. Eşit yurttaşlık için mücadele eden Alevileriz biz. Edi bese diyen artık yeter diyen barış diyen demokrasi diyen Kürdüz biz Kürt. Oyun hakkımızı istiyoruz diyen çocuklarız.

Kurtarıcı beklemiyoruz, demokratik ülkeyi biz inşa edeceğiz

Kardeşler, biz halkız. İşte o yüzden kendimizden başka kurtarıcı beklemiyoruz. Halk iktidarını halkçı bir ülkeyi demokratik bir ülkeyi biz kuracağız. Halkın içinde kuracağız, halkla birlikte kuracağız .İşte biraz önce ilan etmiş olduğumuz siyasi programla yapacağız. Kimse bize öyle sırça köşklerinde masa başlarında halk adına ülkeyi yönetmeye, halk adına konuşmaya kalkmasın. biz diyoruz ki bundan böyle halk kendisi konuşacak. Bundan böyle halk kendisi karar verecek, bundan böyle halk yönetecek. Halk kazanacak. O yüzden diyoruz ki çare de umut da çözüm de burada. Çare de umut da çözüm de halkın kader birliğinde, halkın direniş birliğinde, halkın ittifakında, emek ve özgürlük ittifakı’nda.

Bu faşist karanlığı yeneceğiz

İlan ediyoruz kardeşler, bu faşist karanlığı yeneceğiz, saray saltanatını yıkacağız. İlan ediyoruz, onları o başkanlık koltuklarından indireceğiz ama yerine kim gelirse gelsin demeyeceğiz. Alayını birden göndereceğiz, topunu birden göndereceğiz. Sermaye düzenine bu patron iktidarına son vereceğiz. Bu savaş düzenine son vereceğiz. Demokratik bir barışı getireceğiz. Bu erkek siyasetine de bu erkeklik düzenine de bu homofobik düzene de biz son vereceğiz! İşte tüm bunları halkın ittifakıyla yapacağız kardeşler. Halk düşmanlarını tek tek göndereceğiz ve halkın iktidarını kuracağız. Halk demokrasisine dayanan demokratik bir cumhuriyeti kuracağız. İşte dostlar bizler bugün tüm dostlarımızla burada yeni bir toplumun yeni bir yaşamın yeni bir cumhuriyetin demokratik bir anayasanın doğumunu müjdeliyoruz. Kutlu olsun kardeşler, hasret kaldığımız ülkeyi biz kuracağız. Eşit bir ülkeyi, demokratik bir ülkeyi, laik bir ülkeyi, barış içinde yaşayacağımız yeni bir cumhuriyeti biz kuracağız. Evet tarih her birimizi göreve çağırıyor kardeşler. Biz bu çağrıya icabet ettik ve bu çağrıdan aldığımız güçle diyoruz ki gücümüze güç katın. Emeğin ve özgürlüğün ülkesini gelin birlikte kuralım. Biz olalım. Halklaşalım, halkın iktidarına doğru adım adım yürüyelim ve göreceksiniz kardeşler, göreceksiniz dostlar bugün burada yaktığımız kıvılcım tüm bozkırı tutuşturacak ve mutlaka ve mutlaka biz kazanacağız yoldaşlar. Biz kazanacağız dostlar, halk kazanacak, halk kazanacak. Yolumuz açık olsun.

VİDEO – Emek ve Özgürlük İttifakı Halk Buluşması

Paylaş: