İskender Bayhan MESEM anketini Meclis gündemine getirdi: MESEM, çocuk emeğini sömürüyü meşrulaştırıyor
Emek Gençliği’nin MESEM anketini Meclis gündemine getiren EMEP’li İskender Bayhan, MESEM programının çocuk emeğini yasal bir kılıfa bürüyerek sömürüyü meşrulaştıran bir sisteme dönüştüğünü vurguladı.
Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Emek Gençliği tarafından gerçekleştirilen ağırlıklı olarak İstanbul’dan olmak üzere Türkiye genelinde 200’ü aşkın MESEM öğrencisinin katıldığı anket ve görüşmelerin sonuçlarını Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle Meclis gündemine taşıdı.
Bayhan, MESEM programının “gençlerin istihdam fırsatı”, “iş garantili eğitim” ve “okurken para kazanma imkânı” gibi vaatlerle parlatıldığını, ancak gerçekte “çocuk emeğini yasal bir kılıfa bürüyerek sömürüyü meşrulaştıran bir sistem”e dönüştüğünü vurguladı.
Bayhan, “Kâğıt üzerinde her şey güzel görünüyor; ama gerçekte bu program, gençlere meslek kazandırmak yerine patronlara ucuz ve güvencesiz işgücü sağlamanın en elverişli yolu haline gelmiştir.” dedi.
Anket sonuçları MESEM’in ardındaki sömürü düzenini ortaya koydu
Bayhan, gençlerin doğrudan deneyimlerinden derlenen verilerin MESEM’in ardındaki sömürü düzenini açıkça gösterdiğini belirterek, sonuçları şöyle özetledi:
- Yüzde 56’sı 10.000 TL’nin altında ücret almakta; yalnızca %26’sı 14.000 TL’nin üzerinde kazanmaktadır.
- Yüzde 66’sı günde 10–12 saat, %19’u 12 saatten fazla çalışmaktadır.
- Yüzde 64’ü yıllık izin hakkını hiç kullanmamıştır.
- Yüzde 84’ü koordinatör öğretmenlerin işletmelere ya hiç gitmediğini ya da ayda iki kez uğradığını belirtmiştir.
- Yüzde 75’i işe başlamadan önceki ruh hâlini “yorgun, halsiz, çok kötü” olarak tanımlamıştır.
- Yüzde 83’ü son bir ayda hiçbir kültürel etkinliğe katılmadığını; %72’si emeğinin karşılığını alamadığını; %94’ü başka bir mesleki eğitim sistemi bilmediğini söylemiştir.
- Katılımcıların yarısı en az bir kez iş kazası geçirdiğini ifade ederken, Yüzde 61’i bu durumda nereye başvuracağını bilmemektedir.
Öğrencileri kölece çalıştıran işletmelere yaptırım uygulanmışmıdır?
Bayhan, bu tablo üzerine Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e şu soruları yöneltti:
- Ankete katılanların yüzde 85’ine yakını on saatin üzerinde çalıştığını belirtmiştir. Bu hükme aykırı davranan işletmelere herhangi bir idari veya hukuki yaptırım uygulanmış mıdır? Bakanlığın elinde bu konuda güncel bir denetim ya da ceza verisi bulunmakta mıdır?
- MESEM kapsamında haftanın dört günü çalışan öğrencilerin ücretleri “devlet katkısı” adı altında İşsizlik Sigortası Fonu’ndan patronlara ödenmektedir. Bu uygulama, çocukları ucuz işgücü hâline getirirken patronlara doğrudan teşvik sağlamaktadır. Devlet, “öğrenci” statüsünü hangi yasal dayanakla asgari ücretin altında çalıştırılmanın gerekçesi olarak kullanmaktadır?
- Koordinatör öğretmenlerin işletme denetimleri hangi periyotla yapılmaktadır? Bu denetimlerin amacı işletmelerde mesleki eğitimin koşullarını ve niteliğini izlemek midir, yoksa öğrencilerin yeterince çalıştırılıp çalıştırılmadığını kontrol etmek midir?
- MEB’in denetim mekanizması kâğıt üzerinde mi işletilmektedir? Öğretmenlerin aynı gün içinde birden fazla işyerini denetlemesinin, denetimlerin niteliğini düşürüp düşürmediği Bakanlık tarafından izlenmiş veya değerlendirilmiş midir? Denetim süreçlerinin etkinliğini ve güvenilirliğini sağlamak adına hangi izleme veya kontrol mekanizmaları uygulanmaktadır?
- Bazı öğretmenler, işyeri sahiplerinin üretim alanlarını denetlemelerine izin vermediklerini ifade etmiştir. Öğretmenlerin denetim yetkisinin engellenmesine dair somut vakalar için Bakanlığın bir tespit ve raporlama mekanizması var mıdır? Bu mekanizma kapsamında saptanan ihlaller için hangi yaptırımlar uygulanmaktadır?
- Sözleşmeye göre okul ve kurumlar, işletmelerde mesleki eğitim veya staja başlayacak öğrencilere temel işçi sağlığı ve güvenliği eğitimlerini vermekle yükümlüdür. Bu eğitimlerde patronların sorumlulukları ve yükümlülükleri öğrencilere açıkça anlatılmakta mıdır? Yoksa bu eğitimler, iş kazalarının sorumluluğunu öğrencilerin üzerine yıkan biçimsel bir prosedüre mi indirgenmiştir?
- Katılımcıların yarısı iş kazası geçirdiğini, yüzde 61’i nereye başvuracağını bilmediğini belirtmiştir. Bakanlık, MESEM öğrencilerinin iş kazası geçirdiği işletmelerin listesini açıklayacak mıdır? Bu kazalar SGK kayıtlarında yer almakta mıdır?
- Haftanın beş günü, günde on saat işyerinde çalışan gençlerin “öğrencilik” kisvesi altında sendikal etkinliklere katılması engellenmektedir. Bu durumda, çalışırken patronların insafına terk edilen gençlerin söz konusu hakları gündeme geldiğinde işçi değil öğrenci gibi muamele görmeleri bir çelişki değil midir? Bakanlık bu uygulamanın hem fiilî çalışma koşulları hem de anayasal sendikalaşma hakkı açısından yarattığı çelişkiyi tespit etmiş midir?
- Gençlerin yüzde 66’sının günde 10–12 saat, yüzde 19’unun ise 12 saatin üzerinde çalıştığı dikkate alındığında, Millî Eğitim Bakanlığı bu öğrencileri çocuk işçi statüsünden nasıl ayırmaktadır? Bu çalışma süreleri, Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Programı’na aykırı değil midir?
- Öğrencilerin yüzde 75’i kendini “yorgun, halsiz, çok kötü” olarak tanımlamakta; yüzde 83’ü son bir ayda hiçbir kültürel etkinliğe katılamadığını belirtmektedir. Bu tablo, “okurken para kazanma” değil erken yaşta tükenme programı değil midir? Bakanlık, MESEM öğrencilerinin fiziksel ve ruhsal gelişimlerini düzenli olarak izlemekte midir? Bu gençlerin stres, mobbing veya iş kazaları sonrasında nitelikli ve ücretsiz psikolojik destek alabilecekleri bir mekanizma mevcut mudur?
- MESEM kapsamındaki berberlik ve aşçılık bölümü öğrencilerinin devlet desteğinden dışlandığı belirtilmektedir. Bu bölümlerde ücretsiz veya eksik ücretle çalıştırılan öğrenci sayısı kaçtır? Devlet desteğinin kesilme gerekçesi nedir? Diğer bölümlerde de benzer bir kesinti planlanmakta mıdır?
- Öğrencilerin yüzde 94’ü başka bir mesleki eğitim sistemi bilmediğini, yüzde 60’ı çoğu zaman angarya yaptığını söylemektedir. MESEM, mesleki beceri kazandırmak yerine işletmelerin rutin işlerine yedek işgücü sağlamanın aracı haline mi gelmiştir?
- Son olarak Bayhan, “Eğer gerçekten mesleki eğitimi önemsiyorsanız; MESEM programını derhal sonlandırıp, mesleki eğitim gören her öğrenciye burs verilmesini ve öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre düzenlenecek nitelikli, bilimsel bir mesleki eğitim sistemi için adım atmayı düşünüyor musunuz?” diye sordu.
