Latin Amerika Marksist-Leninist Partileri deklarasyonu

Latin Amerika Marksist-Leninist Partileri deklarasyonu

Latin Amerika Marksist-Leninist Partileri deklarasyonu

Uluslararası Marksist-Leninist Parti ve Örgütler Konferansı (CIPOML) üyesi Latin Amerika partileri olarak, bölgenin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi ve sosyal durumu analiz ettiğimiz; her bir ülkede devrimci siyasi faaliyetimizin yerine getirilmesini değerlendirdiğimiz ve yakın gelecek için faaliyetlerimizi belirlediğimiz verimli bir toplantı gerçekleştirdik.

Latin Amerika, yoksulluğun, aşırı yoksulluğun, sosyal eşitsizliğin, işsizliğin, eksik istihdamın ve kapitalist sömürü ve baskının diğer tezahürlerinin en yoğun olduğu bölgelerden biri. Bu yıl için ekonomik büyüme tahminleri (%2,1) dünya ortalamasının altında. Bu da sorunların devam edeceği ve bazı durumlarda daha da kötüleşeceği anlamına geliyor.

Bölgemiz, emperyalistler arası çekişmelerin, yabancı sermaye yatırımları için yer edinme mücadelelerinin kurbanı. Bu olgu esas olarak ABD emperyalizmi, Çin emperyalizmi ve Avrupa Birliği’nin emperyalist ülkeleri arasında yaşanıyor. Bir ya da diğer gücü ya da kapitalist bloğu desteklemeye ya da onlarla bağlarını sürdürmeye çalışan siyasi oluşumlar ve burjuva hizipler var. ABD emperyalizmi şu anda bölgedeki sermaye yatırımlarının üstünlüğünü elinde tutuyor.

Son yıllarda hükümetlerdeki siyasi güçlerin karşılıklı ilişkilerinde değişiklikler oldu. Burjuvazinin sosyal demokrat ifadesinden başka bir şey olmayan sözde “ilericilik” bazı ülkelerde hükümetten uzaklaştırıldı ve bu alanlar geleneksel sağ tarafından ele geçirildi. Ekonomi yönetiminde “ilericiler” ile geleneksel sağ arasında çok az fark var: Neoliberal, monetarist politikalara tabiler; onları bir şekilde farklılaştıran şey refah ve popülist politikaları kapsamaları.

Diğer kıtalarda da görülen sağın büyümesi, bu güçlerin faşizmin ifadesi olduğu anlamına gelmiyor. Liberal, muhafazakar, neoliberal, aşırı muhafazakar, faşist ve anarko-kapitalist-özgürlükçü sağdan oluşan bir yelpaze söz konusu. En gerici, faşist sağ Brezilya’da Bolsonaro hükümetinde ifadesini buldu ve politikalarına devam ediyor. Arjantin’de Xavier Milei anarko-kapitalist özgürlükçülüğün açık bir temsilcisi. Her iki ülkede de işçilerin, gençlerin, kadınların ve genel olarak halkın mücadelesi, bu hükümetlere ve rejimlere nasıl karşı durulması gerektiğinin bir örneğidir.

Kent ve kır işçileri, halk kesimlerinin gençleri ve kadınları, yerli halklar, yarı-proletarya ülkenin kalkınmasında önemli aktörlerdir.

Hükümetlerin halk karşıtı politikalarına karşı mücadele; zor yaşam koşullarından duyulan hoşnutsuzluk ve değişim özlemi mevcut. Latin Amerika, en mücadeleci ifade biçimi halk ayaklanmaları olan isyankar, konformist olmayan halklara ev sahipliği yapıyor.

Partilerimiz işçilerin, gençlerin ve halkların mücadelesinde yer alıyor; toplumsal hareketle bağlarını geliştirmek, kitlelerin maddi talepleri için mücadeleye siyasi bir perspektif kazandırmak için çaba sarf ediyor, devrim ve sosyalizm fikirlerini yaymak için çalışıyor. Devrimin örgütlenmesinin gerektirdiği yükümlülükleri ve sorumlulukları yerine getiriyoruz. Sınırlılıklarımızın farkındayız ve bunları aşmak için çalışıyoruz.

Taahhüdümüz proleter devrim ve sosyalizmdir ve bu amaçlar doğrultusunda, elimizden gelen tüm çabayı gösteriyoruz.

Devrimci Komünist Parti (PCR), Brezilya

Kolombiya Komünist Partisi (Marksist-Leninist)

Ekvador Marksist-Leninist Komünist Partisi (PCMLE)

Meksika Komünist Partisi (Marksist-Leninist)

Peru Komünist Partisi (Marksist-Leninist)

Komünist Emek Partisi (PCT), Dominik Cumhuriyeti

Paylaş: