RANT VE TALAN DÜZENİNE SON, İNSANCA YAŞAMI MÜCADELE İLE KAZANACAĞIZ
17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin üzerinden 26 yıl geçti. 18 binden fazla insanımızı yitirdiğimiz bu büyük felaketin ardından Düzce, Bingöl, Van, Elâzığ, İzmir ve en son Maraş merkezli depremler geldi. Her seferinde on binlerce yurttaşımızı kaybettik.
AKP iktidarının rant politikaları depremleri felakete çevirdi. 2002’den bu yana tam 8 kez imar affı çıkarıldı, binlerce kaçak ve denetimsiz bina yasallaştırıldı. ‘‘Kentsel dönüşüm’’ adı altında emekçilerin evleri sermayeye peşkeş çekildi. Maraş depremlerinden sonra ise Afet Yasası’na yapılan düzenlemelerle depremzedelerin evlerine zorla el koymanın önü açıldı.
Tek adamın 25 yıldır yolsuzlukla hırsızlıkla yönettiği bu rant düzeni Maraş depremlerinde 53 binden fazla insanın canına mal oldu.
Bugün İstanbul’da bugün 1,5 milyon riskli konut bulunuyor. Bunların yenilenmesi için 3 trilyon lira gerekirken, 1999’dan bu yana toplanan deprem vergilerinin bugünkü değeri 15 trilyon liraya ulaştı. İstanbul’u 5 kez yenilemeye yetecek ve halka ait olan bu bütçe yağmalandı ve sermayeye aktarıldı.
Deprem toplanma alanları dahi sermayeye satıldı. İstanbul’daki 479 acil toplanma alanı, AVM’lere, plazalara, konut projelerine açıldı ve sayı 77’ye düştü. Deprem önlemlerine bütçe ayrılması gerekirken, yalnızca 2022–2024 arasında Kanal İstanbul için 33 projeye 60,3 milyar lira aktarıldı.
Aynı tablo yangınlarda da karşımıza çıkıyor. Yalnızca 2025’in ilk 7 ayında 75 ilde 4 bin 426 yangın çıktı, 49 bin 796 hektar orman küle döndü. Orman Genel Müdürlüğü, yangınla mücadeleye yatırım yapmak yerine son üç yılda 5,5 milyar TL’yi bankalarda faiz geliri olarak değerlendirdi. Yangın söndürme filosu kurmak yerine kiralamalara yöneldi; 2024’te 3,7 milyar TL kiralama için ayrıldı. Saray rejimi için orman servet, yangın uçağı lüks, işçinin güvenliği ise “masraf”tır.
Tek adam iktidarı, emekçilerin canını değil, patronların kârını korumaktadır.
İnsanca yaşanacak, güvenli bir ülke için yapılması gerekenler nettir:
Başta İstanbul’da olmak üzere kentlerin yapı stokları denetlenmeli, dayanıksız yapılar bilim insanları ve meslek örgütlerinin katılımıyla yenilenmeli; rant odaklı projeler derhal iptal edilmelidir.
İstanbul’da yaşanacak olası afetlerde halkın güvenli bir şekilde afet bölgelerinden tahliye edilmesini, can ve mal güvenliğinin garanti altına alınmasını içeren “acil afet eylem planlarının” halkın katılımı ile birlikte oluşturulmalıdır.
Afet toplanma alanları ve depoları her kentte güvenli, erişilebilir biçimde oluşturulmalı; bu alanların yağmaya açılmasına son verilmelidir.
Deprem vergileri ve kamu kaynakları halkın güvenliği için kullanılmalı; Kanal İstanbul ve sermayenin mega projelerine aktarılmasına son verilmelidir.
Yangınlar, seller, heyelanlar gibi tüm afetlerde halkın yaşamını önceleyen altyapı ve afet yönetim planları uygulanmalıdır.
Tüm İstanbul halkını tek adam iktidarının rant ve talan düzenine karşı birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.
Sema BARBAROS
Emek Partisi İstanbul İl Başkanı
