RAPOR: 8 Mart’a giderken kadın işçi ve emekçi buluşmalarının gösterdikleri

RAPOR: 8 Mart’a giderken kadın işçi ve emekçi buluşmalarının gösterdikleri

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü ekonomik krizin sarsıcı etkilerinin kendini iyiden iyiye hissettirdiği koşullarda karşılıyoruz.

Krizin kadın işçi ve emekçilerin hem çalışma yaşamında hem de ev yaşamında yarattığı sorunları açığa çıkarmak, kadınların ortaklaştığı talep ve beklentileri somut bir biçimde ortaya koymak için pek çok ilde yüzlerce kadınla buluşmalar gerçekleştirdik, sonuçları bir rapor haline getirdik.

Raporumuz; her sektörden işçi kadınlar, kamu ve özelde hizmet sektöründe çalışan kadınlar, büro emekçileri, ev eksenli çalışanlar, ev işçisi/gündelikçi kadınların verdiği cevapları kendi sözleriyle aktarırken, ülke çapında gerçekleştirdiğimiz anketlerde ve yaptığımız haberlerde, röportajlarda ortaya çıkan tabloyu da yorumlarla aktarıyor.

Kadınların “ekmek ve gül”de simgeleşen yeni bir dünya mücadelesine katkı sunmasını umduğumuz raporumuzu bilginize sunuyoruz.

Emek Partisi

***

“… su sebilleri masrafmış, ‘kriz var’ diye kaldırıldı. Bir çok fabrikada aynı şekilde…”

“… ekonomik krizle birlikte gelen hasta sayısı azaldı, geleni kaçırmamamız için kısıtlamalar arttı, daha önce hastaların oturduğu banklarda oturabiliyorduk artık izin verilmiyor.” (Özel hastane çalışanı)

“… bizim oraya gelsen görürsün. Sanırsın huzurevi! Mesela bir çırağım var, çok yaşlı. Bana cep çeviriyor ama, ben iş bile isteyemiyorum. Bir bakıyorum uyuyor. Ben ona nasıl ‘Şu işi al gel’ diyeyim, diyemiyorum ki…”

“… daha iyi bir iş bulana kadar geçici bir süreliğine buradayım. Benim gibi eğitimime uygun bir iş buluncaya kadar çalışayım, sonra kendi işimi yapayım diyen ama yıllardır burada çalışan çok kadın var. Galiba ben de kalıcı olurum burada. (Kocaeli, üniversite mezunu, tekstil işçisi)

“… patron kafasına göre belirlediği bir miktarı herkesten geri alıyormuş… Gürcistanlı bir kadın işçi arkadaşım kendisine 1700 lira verilmesine tepki gösterdiği için müdür tarafından küfre maruz kaldı.”

“… çalıştığım için çocuğu servise vermiştim güvenle gidip gelsin diye, servisten aldık. Evde yanan 4 petekten üçünü kapattık, 1 taneyle ısınmaya çalışıyoruz. Kendim ekmek yapmaya başladım. Eşim kışın başından beri altı delik ayakkabıyla işe gidip geliyor. Yine de hiçbir şeye yetişemiyoruz.”

“… kaymakamlıktan gıda yardımı alıyoruz ayda 100 TL’lik kart, mamayla bez alıyoruz. Bezi idareli kullanmaya çalışıyorum, çok sık değiştirmiyorum bu sefer de pişik oluyor.”

“… kocamı 1.5 yıl önce trafik kazasında kaybettim. 7 yaşında ve 4 yaşında çocuklarım. Ara ara tekstilde çalışıyorum… küçüğü komşuya ya da kızkardeşime bırakıyorum. Uzun zamandır iş bulamıyorum… fırından askıda ekmek alıyordum… Şimdi sabah 6’da kalkıp gitmezsem o ekmeği bulmak mümkün değil. Çocuğu da götürmek zorunda kalıyorum. Hava soğuk. Ya ekmeksiz kalacağız, ya da hasta olacak.”

“… sürekli vardiya değişimi var işyerinde. Günde 4 saat uyku uyuduğumda ‘Oh bugün çok uyudum’ diyorum. Kocam hiç bu kadar uzun süre işsiz kalmamıştı. Bütün gün sadece uyuyor… İnanın kendimi işe hazırlamaktan, çocukları okula hazırlamaktan, evi çekip çevirmekten yıldım. Utanarak söylüyorum; intiharı bile düşündüm, çünkü kendimi çok yetersiz, değersiz hissediyorum…”

“…bu yaşa kadar çocuğuma sesimi yükseltmemişim. Geçen sabah servisi kaçırınca patlattım iki tane. Sonra işe yetişeyim diye dolmuş dolmuş gezerken ağladım durdum. Boşanmayı bile düşünüyorum. Herhalde o da depresyonda, çünkü insan 20 saat uyur mu ya?”

“…hayattan tek isteğim salak salak oturup televizyon izlemek… Özlemim buna. Bak sana tiyatro demiyorum, sinema demiyorum, dışarıda yemek yemek demiyorum….”

“…mesela benim ağda ihtiyacım, kaş bıyık alma ihtiyacım var her kadın gibi. Yani ona ayıracak parayı bir ihtiyacı kapatmaya harcarım diyorum. Öyle diye diye aylardır o işleri halledemedim.”

“… henüz 22 yaşındayım ve bu şekilde yaşamak istemiyorum. Ancak şu an yapamıyorum. Çünkü borçlarım var. Sendikalı olsak tabi ki de daha iyi olur. Sendikanın tam olarak ne olduğunu bilmesem de biraz daha iyi olabilir durumumuz.”

“ “… kaymakamlıktan gıda yardımı alıyoruz ayda 100 TL’lik kart, mamayla bez alıyoruz. Bezi idareli kullanmaya çalışıyorum, çok sık değiştirmiyorum bu sefer de pişik oluyor.”

“… kocamı 1.5 yıl önce trafik kazasında kaybettim. 7 yaşında ve 4 yaşında çocuklarım. Ara ara tekstilde çalışıyorum… küçüğü komşuya ya da kızkardeşime bırakıyorum. Uzun zamandır iş bulamıyorum… fırından askıda ekmek alıyordum… Şimdi sabah 6’da kalkıp gitmezsem o ekmeği bulmak mümkün değil. Çocuğu da götürmek zorunda kalıyorum. Hava soğuk. Ya ekmeksiz kalacağız, ya da hasta olacak.”

“… sürekli vardiya değişimi var işyerinde. Günde 4 saat uyku uyuduğumda ‘Oh bugün çok uyudum’ diyorum. Kocam hiç bu kadar uzun süre işsiz kalmamıştı. Bütün gün sadece uyuyor… İnanın kendimi işe hazırlamaktan, çocukları okula hazırlamaktan, evi çekip çevirmekten yıldım. Utanarak söylüyorum; intiharı bile düşündüm, çünkü kendimi çok yetersiz, değersiz hissediyorum…”

“…bu yaşa kadar çocuğuma sesimi yükseltmemişim. Geçen sabah servisi kaçırınca patlattım iki tane. Sonra işe yetişeyim diye dolmuş dolmuş gezerken ağladım durdum. Boşanmayı bile düşünüyorum. Herhalde o da depresyonda, çünkü insan 20 saat uyur mu ya?”

“…hayattan tek isteğim salak salak oturup televizyon izlemek… Özlemim buna. Bak sana tiyatro demiyorum, sinema demiyorum, dışarıda yemek yemek demiyorum….”

“…mesela benim ağda ihtiyacım, kaş bıyık alma ihtiyacım var her kadın gibi. Yani ona ayıracak parayı bir ihtiyacı kapatmaya harcarım diyorum. Öyle diye diye aylardır o işleri halledemedim.”

“… henüz 22 yaşındayım ve bu şekilde yaşamak istemiyorum. Ancak şu an yapamıyorum. Çünkü borçlarım var. Sendikalı olsak tabi ki de daha iyi olur. Sendikanın tam olarak ne olduğunu bilmesem de biraz daha iyi olabilir durumumuz.”

Raporun tamamını indirmek için tıklayın

Paylaş: