Sevda Karaca: 11. Yargı paketi faşizmin zapturapt belgesidir
EMEP Milletvekili Sevda Karaca 11. Yargı paketi ile ilgili yaptığı açıklamada paketin insanların doğuştan gelen haklarını inkar ettiğini belirterek, “Paket faşizmin zapturapt belgesidir” dedi.
Video link: https://youtu.be/JUBKfGgSXbE
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca LGBTİ bireylere dönük suç oluşturma ve çocuk yargılamalarında cezaların artırılmasına ilişkin düzenlemeler içeren 11. Yargı Paketi ile ilgili TBMM’de bir açıklama yaptı. Karaca “11. Yargı paketi faşizmin zapturapt belgesidir” dedi.
“Faşist bir tahakküm yasasıdır”
Teklifin Meclis’e getirtilmemesi gerektiğini belirten Karaca, “Bu metin, faşizmin her alanı zapturat altına alma gayretinin bir belgesidir. Ellerine bir ahlak ve makbul vatandaş mezurası almışlar, ölçü koyuyorlar. O ölçüye uymayanları insanlıktan çıkartmak üzere adım atıyorlar bu paketle birlikte. Devletin bütün yurttaşlarının hal ve hareketine yatak odasına, giyimine, tavrına, duygusuna, ilişkisine aslına bakarsanız bir bütün olarak var olma hakkına yönelik karışma gücünü arttırıyor. Bu teklif insanların doğuştan gelen haklarını inkar eden, kişisel yaşam alanını devletin cezalandırma alanına dönüştüren faşist bir tahakküm yasasıdır.” ifadelerini kullandı.
“Devlet bu tasarıyla alenen ‘ben nefret suçu işleyeceğim’ diyor”
11. Yargı Paketi taslağının Rusya’daki nefret yasaları ve Trump kararnamelerinden bile karanlık olduğunu ifade eden Karaca “Bu teklif gerici Hüdapar’ın getirmeye utanmadığı yasa teklifini kendisine kılavuz almış durumda” dedi.
Teklifin yalnızca LGBTİ bireyleri değil, toplumun her kesimini tehdit ettiğini belirten Karaca “Esas olarak LGBTİ varoluşunu hedef alıyor olsa da iktidarın makbul vatandaş mezurasına uymayan herkese yönelik açık bir zorbalık tasarısıyla karşı karşıyayız. LGBTİ’ler bu tasarıyla birlikte toplumun tamamına uygulanan siyasal iktidar şiddetinin bir deneme tahtası haline de getiriyorlar. Bu tasarı geçerse yarın iktidarın makbul görmediği tüm varoluşlar yasaklı hale getirilebilir. Örneğin uzun saçlı bir erkek, kısa saçlı bir kadın biyolojik cinsiyete aykırı bulunduğu için hapse girebilir. Devlet bu tasarıyla alenen ‘ben nefret suçu işleyeceğim’ diyor.” İfadelerini kullandı.
İşçi ve emekçilere seslenen Karaca “ayıp ve yasak” sözlerinin burjuvazinin değil, yoksul halkın tepesinde sallanan korkuluklar olduğunu belirterek “Biz bu ülkenin sanatçılarının, akademisyenlerinin, gazetecilerinin, hak savunucularının zaten uzun süredir hedef tahtasında olduğunu biliyoruz. İşte bugün casusluk suçlamasıyla gözaltına alınan Merdan Yanardağ’da olduğu gibi. Bugün bütün toplumsal kesimler, bilim dünyası, akademi dünyası, sanat dünyası, toplumsal yaşamın her alanı tehdit altında” dedi.
“Çıkarılan yasalar yoksulluğu, işsizliği, adaletsizliği, şiddeti örtmenin bir aracı olara kullanılıyor”
Kadınları, gençleri, LGBT’leri hedef alan bu yasaların yoksulluğu, işsizliği, adaletsizliği, şiddeti örtmenin bir aracı olduğunu kaydeden Karaca “İktidar halkın ekmeğini küçülttüğü her dönemde, baskıyı bütün toplumsal kesimler üzerinde uyguladığı her dönemde ahlak adı altında yeni bir düşman yaratıyor. Kadınların, bedeni gençlerin hayatı, LGBTİ bireylerin kimliği bu politikanın günah keçisi haline getiriliyor. Mesele ahlak değil bir iktidar meselesi.” İfadalerini kullandı.
“Çocukları suça iten ortam bizzat iktidar eliyle teşvik ediliyor”
Çocuklara ceza arttırımına dair maddelere de değinen Karaca, çocukları suça iten ortamın bizzat iktidar eliyle teşvik edildiğini belirterek “Bu iktidar çocukları suça teşvik eden örgütlerle fotoğraf veren, adaleti iğdiş eden, yoksul çocuklara eğitimi kapatıp suç çetelerine piyon etti. Çocuk koruma sistemi mekanizmalarını tek tek tasfiye eden, çocukları 10 yaşından itibaren patronlara peşkeş çekip ölüme sürükleyen, OSB’lerde toplama kamplarına hapseden de bu iktidarın kendisi. Bunlar mı çocukları korumak istiyor? Kimse bize maval okumasın.” dedi.
“Ceza artırımı çocuk haklarının ilgasıdır”
Söz konusu tasarıyla çocukların yeniden suç döngüsüne sokulacağına dikkat çeken Karaca “Çocukların yetişkinler gibi yargılanarak ömür boyu damgalanacakları bir sistem kurmak istiyorlar. Bir taraftan güvenliği ve adaleti iğdiş edip, çetelerin önünü açıp, diğer taraftan da artan cezalarla, ihbarcılıkla, çocukları ve çocukluğu yok etmekle güvenliğin sağlanacağını iddia etmenin tarihte örnekleri var ve adı faşizmdir.” dedi. İktidarın ceza artırımı ile adalet arasında bir bağ olduğu yönünde algı oluşturduğunu ifade eden Karaca “Dünyanın ceza artırımını çocuk suçluluğunu önlediğine ya da azalttığına dair hiçbir bilimsel veri yok. Bilimsel veriler ortada: Cezayı arttırmak, kapalı kurumda tutmak, intikam kıstasıyla toplum düşmanı ilan etmek çocukluğun ilgasıdır, çocuk haklarının ilgasıdır.” dedi.
“İktidarın ‘Çocukları, gençleri koruyoruz’ yalanına kanmayın”
Bakanlıklardan çocuk suçluluğuna dair veri alamadıklarını ifade eden Karaca “Çünkü böyle araştırmalar yok. Kimsesiz çocukların bakım kurumlarını azaltan, bizzat bu suçun oluşmasına neden olan koşullarda yaşayan ailelere üç-beş kuruş para verip çocukları o ortamlara geri gönderen bizzat Aile Bakanlığı’nın, Gençlik Bakanlığı’nın kendisidir.” dedi.
Milyonlarca çocuğa mahkemeler tarafından danışmanlık tedbir kararı verildiğini hatırlatan Karaca “Çocuk suç işlediğinde yetişkin, mağdur olduğunda çocuk olamaz. O yüzden biz bu 11. Yardım Paketi ile açılan kapının çocuk evliliklerinin teşviki açılacağını, istismara uğrayan çocukların rıza tartışmasının artık hukuken bir belgeye kavuşacağını, suçtan etkilenen çocukların kendisinin de bizzat suçlu ilan edileceği bir düzeneğin mekanizmasının işletildiğini biliyoruz. Bu tasarıya karşı teyakkuzdayız. Özellikle işçi ve emekçilere seslenmek istiyorum burada. Bu tasarı bir bütün olarak sizin hayatınıza, çocuklarınızın hayat hakkına ve geleceğinize var olma, hayatta kalma, bir geleceğe sahip olma mücadelelerinize yönelik faşizan bir saldırının somut bir göstergesi. ‘Çocukları, gençleri koruyoruz’ yalanına kanmayın! Şimdi en yüksek biçimde itiraz etme zamanı.” dedi.
‘Merdan Yanardağ’dan casus çıkaramazsınız’
Casusluk suçlamasıyla gözaltına alınan Merdan Yanardağ’a da değinen Karaca “Merdan Yanardağ’dan casus, gerçek gazetecilikten de ajanlık çıkaramazsınız. Eleştirel duruşundan taviz vermeyen, halkla gerçekleri paylaşmak için ısrarlı bir biçimde gerçeğin gazeteciliğini yapan bütün gazeteci arkadaşlarımıza yönelik sistematik şiddeti çok vahim sonuçlarını görüyoruz son zamanlarda. Bu da gazetecilere yönelik gözdağı operasyonlarından bir tanesi. “Sus konuşma” demek için casus ilan etme operasyonudur bu. Bunu kabul etmiyoruz. Bütün dayanışmamızla ve mücadelemizle hakikatin, hakikati ortaya koyan gazetecilerin ve gazeteciliğin yanında olduğumuzu tekrar söylüyoruz. Gazetecilik suç değildir. Suç olan yalanlarınız ortaya çıkmasın diye gerçeğin peşinde olanlara sus demek için elinizdeki bütün gücü kullanmaktır. Asıl suçlu iktidardır.”
