Sevda Karaca: ‘Özel okul patronlarıyla yazdığınız kanunlar bunlar’

EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Öğretmenlik Meslek Kanununun (ÖMK) Komisyon görüşmeleri sırasında söz alarak, söz konusu kanunun öğretmenleri daha da güvencesizleştireceğini, bu kanunun bir meslek kanunu değil, sermeyeye köle yaratma kanunu olduğunu anlattı.

Karaca, ÖMK’nin görüşmelerine başlandığı Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonunda söz alarak iktidarın eğitim politikalarını eleştirdi. Bu komisyon toplantısının birkaç sendika temsilcisi ile kapalı odalarda devreye sokulan bir planı meşru kılmak için yaptıkları bir toplantı olduğuna dikkat çeken Karaca, “Bu toplantı, itibarsızlaştırmanın sonucunda şiddete maruz kalan, yoksulluk sınırı altında çalışan, asgari ücret dahi alamayan öğretmenlerle yapılmalıydı” dedi.

https://x.com/emekpartisi/status/1808558286859317507

PERVASIZ BİR KEYFİYETLE ÜLKENİN GELECEĞİNİ DİZAYN EDİYORSUNUZ.

Öğretmenlik Meslek Kanunu ilk yürürlüğe girdiğinde Bakan koltuğunda yine Mahmut Özer’in oturduğunu hatırlatan Karaca, “Yandaş sendikaların dışındaki bütün eğitim sendikaları karşı çıkmasına rağmen tek bir kişiyi bile dinlemeden bu kanunu çıkardınız. Çok iyi bir şeymiş gibi sunduğunuz kanunu, daha 2 sene geçmeden şimdi baştan yazıyorsunuz. Bunun akılla açıklanabilir bir tarafı yok. Nöbetleşe oturduğunuz koltuklarda kafanıza estiği gibi kanunlarla oynayarak, pervasız bir keyfiyetle ülkenin geleceğini dizayn ediyorsunuz. Şimdi adına meslek kanunu dediğiniz ama mesleğin sahiplerinden bile gizlediğiniz, aslında öğretmenlere yeni ve katmerli bir istibdat dönemi organize ettiğiniz bu kanuna kaç yıl, nerede, kimlerle çalıştınız? Cevap yok” diye konuştu.

ÖĞRETMENE HAPİSHANE, İKTİDARA KADROLAŞMA PLANI

ÖMK’nin bir meslek kanunu değil, bir kadrolaşma ve sermaye planı olan sistem kurmanın kanunu olduğunu belirten Karaca, “Kanunun gerekçesinde de itiraf ettiğiniz üzere müfredatınızı uygulatabileceğiniz bir sistem planı. Bu kanunla, zaten eğitim almış öğretmenleri bir de 2 yıla yakın bir hapishaneye tıkıp, asgari ücretin altında bir maaşla eleştiri haklarını dahi ellerinden alıyorsunuz. 3 yıl da sözleşmeli çalışmaya zorlayarak, en iyi ihtimalle 5 yıllık survivor sürecinden sağ çıkana da kadro veriyorsunuz. Bir yandan eleyebildiğinizi elemek için çeşit çeşit engeller kurarken öte yandan güvencesiz, örgütsüz bir öğretmen kuşağı oluşturuyorsunuz” dedi.

ÖĞRETMENLERE SÜPER MARKET KASALARI YA DA ÖZEL OKULLAR İŞARET EDİLİYOR

Öğretmenlerin parçalı istihdama karşı çıktığını hatırlatan Karca, iktidarın kadroluları bile bölüp parçaladığını, mevcut parçalı istihdamın bile iktidara yetmediğini söyledi: “Uzman öğretmen’,  ‘başöğretmen’ sıfatlarıyla, toplumda zaten itibarını kaybetmiş öğretmenlere unvanlar verip yeni bir kast sistemi inşa ediyorsunuz. ‘Öğretmene şiddeti bitireceğiz’ adı altında Anayasa Mahkemesinin iptal edeceği uyduruk bir madde dışında, öğretmene şiddeti önlemeye dair tek bir şey yok. Krizi fırsata çevirmede de üstünüze yok! Ölen öğretmenin kanı üzerinden rant devşiriyorsunuz” diye konuştu.

ÖMK’da özel sektörde çalışan öğretmenlerin hakları için tek bir madde olmadığını da belirten Karaca, “Akademide elekten geçirdiğiniz, kadro vermemek için uğraştığınız öğretmenlere ya süpermarket kasalarını ya da özel okulları işaret ediyorsunuz” dedi. Karaca, darp edilerek gözaltına alınan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Başkanı Eren Edebali’ye söz verilerek özel sektör öğretmenlerinin özel okul patronlarına nasıl kul köle haline gerildiğini anlatmasını istedi.

ÖĞRENCİYE, VELİYE, ÖĞRETMENE DÜŞMAN

“Okulda temizlik parası yok” gerekçesi ile okullarda temizlik yaptırılan öğrenciler ve veliler olduğuna dikkat çeken Karaca, “Çocuklar açlıktan bayılmasın diye ceplerinden harcama yapan öğretmenler var. Bu eğitim sisteminde çocuklar ÇEDES’lerle, MESEM’lerle ruhen ve bedenen öldürülüyorlar. Siz öğrenciye düşman, veliye düşman, öğretmene düşman bir eğitim sitemi yarattınız” dedi.

Karaca sözlerini şöyle tamamladı: “Taban maaş, güvence, insanca çalışma isteyen özel sektör öğretmenlerini coplatırken özel okul sahipleriyle yazdığınız kanunlar bunlar. Siz açlık sınırı altında yaşayan öğretmenler kapınızda nöbet tutarken özel okullara teşvikler yağdıranlarsınız. Siz de bunu öğretmenlerin derdine derman olasınız diye yapmıyorsunuz, biz biliyoruz, tarafınız belli.”