Ülkede tarımı bitirdiler! Şimdi de Venezuela’da tarım üretimi yapılacak masalı anlatıyorlar…

Ülkede tarımı bitirdiler! Şimdi de Venezuela’da tarım üretimi yapılacak masalı anlatıyorlar…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve şürekası tarafından bir yandan “bizim gıda üretimi sorunumuz yok” denirken diğer yandan da Sudan ve Nijer’den sonra şimdi de Venezuela’da tarım ürünleri üretileceği duyuruldu.

Erdoğan iktidarı, Sudan’la yaptıkları ikili anlaşma ile bu ülkede kiralanan 780 bin 500 hektar arazide hem devlet hem de özel sektör tarım üretimi yapacak diyerek 66,5 milyon TL sermayeli şirket kurdular. Meyveden pamuğa, soyadan ayçiçeğine, susamdan buğdaya, mısırdan ve şeker kamışına, domates, patlıcan ve bibere kadar yonca ve hıyar dahil pek çok tarım ürününü Sudan’da kiralanan tarım arazisinde yetiştirerek “ülke insanını açlıktan kurtaracaklarını” söylediler. 4 yılın sonunda arazi ve üretimden haber çıkmazken, yönetim kurulu ve 1 personeli olan şirkete sadece 2020 yılında 416 bin TL’yi geçen huzur hakkı ve ikramiye ödemesi yaptılar. Sudan’da hıyar üretemediler ama huzur hakkı ve ikramiye olarak bir kısım yandaşa bolca hıyar parası aktarmış oldular.

Dünyada acil gıda yardımına muhtaç ülke olarak sınıflandırılan Nijer’de 1 milyon hektar alanda yem bitkileri üretmek için anlaşma yaptık dediler. Sıklıkla yaşanan kuraklıklar nedeniyle verimin düşük olduğu ve sürekli kıtlık yaşanan Nijer’de yem bitkisi üretimi ve nakliyesi maliyetli olduğu için gerçekleştiremediler. Nijer’de yem bitkisi üretimi gerçekleşmedi ama Tarım Bakanlığı, TİGEM, DSİ ve Maden Tetkik Arama Kurumlarından oluşan ekipler, raporlar hazırlamak için defalarca giderek Nijer’i gezmiş oldular.

Şimdi de iklimi ve toprak yapısı buğday üretimine uygun olmadığı için ABD ve Kanada’dan buğday ithal eden Venezuela’dan (nakliyesi maliyetini aşacak) buğday üretimi gündemde. AKP iktidarının Venezuela macerası ilk değil! İki yıl öncede Venezuela ‘dan peynir ithalatı gündem olmuş fakat peynir üretiminde esamesi okunmayan Venezuela’dan peynir ithalatı da yapılamamıştı. 

AKP iktidarı ülke ekonomisi için pembe tablolar çiziyor ancak temel gıda maddelerine gelen zamlar işçi emekçi kitlelerinin gıdaya ulaşımı zorlaşmaktadır. Erdoğan iktidarı, azalan tarım üretimi nedeniyle önümüzdeki yıllarda bir gıda krizi ile karşı karşıya olduğumuz bu günlerde aşağıdaki sorulara cevap vermelidir.  

Soruyoruz;

  1. 2002 yılında 41 milyon hektar tarım alanı, 2021 yılında 38 milyon hektara neden ve nasıl düşmüştür? Tarım alanındaki bu kaybın sebebi uyguladıkları politikalar değil midir?
  2. 2002 yılında işlenen toplam tarım alanı 23,9 milyon hektar iken 2021 yılında neden ve nasıl 19,8 milyona düşerek 4 milyon hektar tarım alanını üretim dışı bıraktıran ve tarımı çökerten politikaları değil midir?
  3. 2003 yılında ÇKS’ye (Çiftçi Kayıt Sistemi) kayıtlı 2,7 milyon çiftçi, 2020 yılında 1,8 milyona düşmüştür. Üretici köylülerin tarımdan kopuşunun sebebi üretim maliyetlerini karşılamada yalnız bırakılarak, ithalatla terbiye edilmeye çalışılması değil midir?
  4. Köylünün traktörünü çalıştıramadığı, gübresini atamadığı ve tarımdan koptuğu bu koşullarda tarım üretiminin azalması kaçınılmazdır. Başta mazot ve gübre olmak üzere artan girdi maliyetleri altında ezilen ülke köylüsünün tarım üretiminden kopmaması için tarım desteklerini artırarak girdi maliyetlerini düşürmek yerine ithalatçı politikalarda ısrar etmek, tarım ve gıda tekellerine hizmet değilse nedir?
  5. Kendi ülkemizde tarım alanları üretim dışı kalırken, uygulanan tarım politikaları nedeniyle üretici köylüler tarımdan kopmaktadır. Derdiniz halka ucuz gıda yedirmek olmadığına göre dünyanın öbür ucunda tarım üretimi yapma sevdasının sebebi tarım tekellerini kalkındırmak için kaynak aktarmak değilse nedir?

Emek Partisi olarak başta üretici köylüler olmak üzere işçi emekçi halkımızı AKP iktidarının tarımı çökerten ve ülke insanını savaşan iki ülke Ukrayna ve Rusya’dan gelecek buğday ve ayçiçeğine muhtaç eden politikalarına, tarım ve gıda tekellerini besleyen uygulamalarına karşı mücadeleye çağırıyoruz.

  • Dünyanın öbür ucunda tarım toprağı aramak ve oralarda üretim maceralarına girerek ülke halkının birikimini çarçur etmek yerine tarım alanlarımızın tamamının işlenmesi için teşvik edici önlemler alınmalıdır.
  • Tarım topraklarının tarım dışı kullanımı üretimin azalmasına etkendir, imara açılması, enerji, sanayi ve maden şirketlerine peşkeş çekilmesi durdurulmalıdır.  
  • İlaç, gübre, mazot, tohumluk ve yem olmak üzere maliyeti etkileyen girdilerin fiyatının yüksekliğinin yanı sıra göstermelik tarım destekleri nedeniyle üretimin azalması da diğer bir etkendir. Tarım destekleri artırılmalı ve zamanında ödenmelidir. Köylünün kullandığı mazotta ÖTV ve KDV kaldırılmalı, gübre desteği artırılmalıdır. Besicilik yapan köylüye yem desteği sağlanmalıdır.
  • Sulama suyu ve sulamada kullanılan ücretler düşürülmelidir. Köylünün sulamada kullandığı elektrik borcundan dolayı elektrik kesintisine ve alacağı tarım desteğinin bloke konulmasına son verilmelidir.
  • Uygulanan tarım politikaları nedeniyle azalan üretimin ithalatla tamamlanması da üretimi olumsuz etkilerken, tarımdan kopuşu da beraberinde getirmektedir. İthalatçı politikalara son verilerek ürün fiyatları ve üretim üzerindeki ithalat baskısı kaldırılmalıdır. Üretim artan ve zamanında ödenecek desteklemelerle teşvik edilmelidir.

Sedat Başkavak

Genel Başkan Yardımcısı

Paylaş: